Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 33131 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai ile hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, müvekkilinin sürekli fazla mesai yaptığı ve hafta tatillerinde çalıştığı halde karşılığının ödenmemesi sebebi ile iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini belirterek kıdem tazminatı, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı .... vekili, davanın husumet ve esas yönünden reddini savunmuştur.Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar süresi içerisinde davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir....-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve bozma ilamına uyularak karar verilmiş olmasına göre davalı .... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı ve davalılar arasındaki ilk sorun bozmadan sonra ıslah yapılıp yapılmayacağı konusundadır.Gerek mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 84. maddesinde gerekse 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 177. maddesinde ıslahın ancak tahkikat tamamlanıncaya kadar yapılabileceği hükme bağlanmıştır.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1948 tarih ve 1944/10 esas, 1948/ 3 sayılı kararı uyarınca bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 13.05.2016 tarih ve 2015/... esas ve 2016/... karar sayılı ilamında da bozma sonrası ıslahın mümkün olmadığı kesin bir şekilde belirtilmiştir.Dosya içeriğine göre, davacı vekili 25.05.2015 tarih, 2015/14739 esas-2015/18341 karar sayılı bozma ilamından sonra alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, 18.05.2016 harç tarihli dilekçesi ile ıslah yolu ile talep konusu alacakların miktarını artırmıştır. Mahkemece ıslah doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak yukarıda açıklanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararları gereğince bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün olmadığından ıslah yapılmamış kabul edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.Somut olayda, davacı hafta içi 08:00-17:00 saatleri arasında, haftada 40 saat, bunun dışında taşıt görev emirleri ve araç sicil ve takip formlarında belirtilen sürelerle ve bazı hafta sonlarında da çalıştığını belirterek hesaplanacak fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Hükme esas alınan raporunda tanık beyanına göre davacının haftada 6 gün çalıştığı kabul edilerek kanuni ara dinlenme süreleri de dışlandıktan sonra haftada üç saat fazla mesai yaptığı belirtilmiş ve bu süreye kayıtlar esas alınarak belirlenen fazla mesai süreleri ilave edilerek hesaplama yapılmıştır. Öncelikle yapılan bu hesaplama 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık kuralına aykırıdır. Ayrıca dinlenen davacı tanığı memurlar gibi çalıştıklarını beyan etmiş olup sürekli olarak haftasonları çalıştıkları yönünde beyanı bulunmamaktadır. Bu durumda, davacının olağan günlerde haftada 5 gün 08:00-17:00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilmeli, araç takip formları ve taşıt görev emirleri dikkate alınarak bu süreleri aşan çalışmaları ile haftasonları çalıştığı günler belirlenmeli, bu doğrultuda haftada 45 saati aşan fazla çalışması bulunup bulunmadığı değerlendirilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.