Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15977 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12213 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, ücret, ilave tediye ile ikramiye farkı ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, davalıya ait işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmelerindeki hükümlerin eksik uygulandığını ve 2005, 2007 ve 2009 yılları çerçeve protokolleri hükümlerinin de ileriye dönük uygulandığını ileri sürerek, ücret, ilave tediye ve ikramiye fark alacaklarının tahsilini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, gerekli ödemelerin tam olarak yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz:Kararı davalı temyiz etmiştir. Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Taraflar arasında, 7. dönem toplu iş sözleşmesine dayalı ikinci yıl ikinci altı aylık ücretin tespiti hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.01.01.1990-31.12.1991 yürürlük süreli 7. dönem toplu iş sözleşmesinin ücret zammını düzenleyen 40/II-c maddesinde, “Toplu iş sözleşmesinin ikinci yılında gerçekleşecek Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü'nün (1987-100 bazlı) Kentsel Yerler Tüketici Eşya Fiyatları Türkiye Geneli endeks artış oranı (Aralık 1991 endeks sayısı/Aralık 1990 endeks sayısı) % 45‘i aştığı takdirde aşan kısım 01.01.1992 tarihi itibariyle yeni dönem toplu iş sözleşmesinde dikkate alınacaktır” düzenlemesi yer almaktadır. 01.01.1992-31.12.1992 yürürlük süreli 8.dönem toplu iş sözleşmesinin yine ücret zammına ilişkin 40/1. maddesinde ise, toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihinden önce işyerinde çalışan sendika üyesi işçilerin 31.12.1991 tarihindeki günlük ücretlerine 01.01.1992 tarihinden geçerli olmak üzere % 50 oranında zam yapıldığı düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere 8. dönem toplu iş sözleşmesi ile 7. dönem toplu iş sözleşmesinin 40/II-c. maddesinde ifade edilen enflasyon farkı dikkate alınarak ücretlere zam yapılmıştır. Bu durumda 7. dönem toplu iş sözleşmesine göre ücret zammı olarak % 26,1 artış oranının uygulanması hatalı olup, davacının 31.12.1991 tarihindeki ücretine ayrıca bir endeks sayısı eklemesi yapılmaması gereklidir. Mahkemece belirtilen şekilde hesaplama yaptırılarak dava konusu alacaklar hakkında hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.3-Maliye Bakanlığının davalıyı muhatap alan 08.08.2005 tarihli yazısında 2005 yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokollünün 08.08.2005 tarihinden itibaren davalı işyerinde de uygulanması gerektiği belirtilmiştir. 2007 yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolünün 01.09.2007 tarihinden, 2009 yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolünün ise 15.07.2009 itibaren uygulanması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ilgili protokol hükümlerinin geriye yürütülerek uygulandığı anlaşılmaktadır. Anılan protokol hükümlerinin belirtilen yürürlük tarihlerinden itibaren uygulanması gerekirken, geriye yürütülerek uygulanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.4-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık konusu kıdem terfi primi hususundadır.Talep konusu dönemde yürürlükte olan toplu iş sözleşmelerinin tamamında 25. maddede daimi işçi ile mevsimlik işçi tanımları yapılmış ve 33. maddede kıdem terfi sadece daimi işçiler için öngörülmüştür. Davacı işçi yönünden mevsimlik statüde çalışılan dönem için kıdem terfi hesabı yapılmamalıdır. Başka bir anlatımla davacının henüz daimi kadroya alınmadığı, mevsimlik işçi olarak çalışılan dönem için kıdem terfi zammı hesabı ile yevmiye tespiti hatalıdır. Dosya içeriğine göre, davacı işçinin daimi kadroda çalışmadığı önceki dönem de dahil olmak üzere tüm uyuşmazlık konusu süre için kıdem terfi primi uygulanarak hükme esas bilirkişi raporunun düzenlendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece işçinin özlük dosyasındaki bilgilere göre hangi statüde hangi tarihler arasında çalıştığı belirlenmeli, daimi işçi olarak kadroya geçirildiği tarih tespit edildikten sonra, kıdem terfi primi bu tarihten sonra yevmiyeye uygulatılmak üzere denetime elverişli bilirkişi raporu alınmalıdır. Yazılı şekilde hatalı bilirkişi raporuna dayalı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.5-Davalı işveren işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmelerinde ilave tediye alacağı bakımından ayrı bir temerrüt tarihi öngörülmemiştir. Bu sebeple anılan alacağa dava ve ıslah tarihinden itibaren kanuni faize hükmedilmesi gerekirken, alacağın gerçekleştiği ayın 23'ünden itibaren faize hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.6-Davalı işveren işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmelerinde işçilere 6772 sayılı Kanun gereğince verilmekte olan ilave tediye dışında, yılda altmış günlük ücretleri tutarında ikramiye ödeneceği ve bu ikramiye ödenmesinin her yılın Haziran ve Aralık aylarında iki eşit taksitte yapılacağı hususları düzenlenmiştir.İkramiye alacağı yönünden toplu iş sözleşmelerinde Haziran ve Aralık ayları ödeme tarihi olarak belirlendiğine göre, hüküm altına alınan her bir dönem ikramiye alacağı yönünden temerrüt tarihleri de buna göre belirlenmelidir. İkramiye alacağı yönünden de infazda tereddüt oluşturacak şekilde alacağın gerçekleştiği ayın 23'ünden itibaren faize hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.7-Kararda ücret farkı alacağı için toplu iş sözleşmesinde belirlenen her ayın 23'ünden itibaren faiz yürütüldüğü ifade edilmiştir. Hüküm fıkrasında her bir dönem tutarı için başlangıç tarihlerinin gösterilmemesi infazda tereddüde sebebiyet verir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da bu husus tespit edilmemiştir. Mahkemece infaz kolaylığı sağlamak açısından, söz konusu alacağın toplu iş sözleşmelerine göre temerrüt tarihleri ayrı ayrı belirlenip hüküm fıkrasında gösterilmek suretiyle faiz yürütümü sağlanmalıdır.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 02.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.