MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem ihbar tazminatı, yıllık izin ile fazla çalışma ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin ve fazla çalışma alacaklarını istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davanın reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Mahkeme kararının taraflarca temyizi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 10.10.2012 tarih, 2010/15766 esas ve 2012/33815 karar sayılı ilamı ile gerekçe ile hüküm çelişkisi sebebi ile usulden bozulmasına karar verilmiştir.Bozmaya uyan mahkemece, bilirkişi raporundaki birinci seçenek hükme esas alınarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizce, ilk bozma ilamı ve duruşma gününün davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ve savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Bozmaya uyan mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz:Kararı davacı temyiz etmiştir. Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacının ilk dönem çalışmasının tasfiye edilip edilmediği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında da işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınmalıdır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi hizmet birleştirmesi için gerekli bir koşuldur. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden, tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Yine, istifa etmek suretiyle işyerinden ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanmayacağından, istifa yoluyla sona eren önceki dönem çalışmaları kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz. Ancak, aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Zamanaşımı definin ileri sürülmesi halinde önceki çalışma sonrasında ara verilen dönem on yılı aşmışsa, önceki hizmet bakımından kıdem tazminatı hesaplanması mümkün olmaz.Somut olayda, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacının 06.05.1996-07.11.2003 ve 06.01.2004-20.12.2004 tarihleri arasında iki dönem çalışmasının bulunduğu, ilk dönem yönünden 07.11.2003 tarihli ibraname ile 2.397,60 TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece; seçenekli olarak yapılan hesaplamadan ilk dönemin tasfiye edildiği kabul edilerek yapılan hesaplamaya itibar edilerek sonuca gidilmişse de; davacının çalıştığı ilk dönem itibariyle yapılan kıdem ve ihbar tazminatı ödemesinin gerçek ücret üzerinden hesaplanıp hesaplanmadığı dosya kapsamı ile denetlenememektedir. İlk dönemin gerçek ücret üzerinden ödenip ödenmediği belirlenmeli ve gerçek ücret üzerinden ödenip tam bir tasfiye olduğunun anlaşılması halinde şimdiki gibi karar verilmeli; aksi halde ise davacının her iki çalışma dönemi birleştirilerek kıdem ve ihbar tazminatları hesaplanıp ödenen miktar yasal faiziyle birlikte mahsup edilmelidir. Bu yönler gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 28.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.