Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15159 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12629 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Bakırköy 6. İş MahkemesiTARİHİ : 13/02/2013NUMARASI : 2010/332-2013/69 Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 1999 yılından itibaren çalışmaya başladığını, askerlik için ayrıldığını ve askerlik bitiminde yine aynı işyerinde devam ettiğini, davalı işyerinde 990,00 TL net maaşla çalışmakta iken 02.03.2010 tarihinde işveren yetkilisi tarafından işten çıkartıldığının bildirildiğini, yapılan feshin haksız ve mesnetsiz olduğunu ve davacının işçilik alacaklarının ödenmediğini, işverene gönderilen ihtarname ile işçilik alacaklarının ödenmesini talep etmesine rağmen alacaklarının ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir. Davalı vekili, davacının ısıcam imalatında çalıştığını, 12, 13, 20 ve 22.02.2010 tarihlerinde işyerindeki mesaisine hiç gelmediğini, ayrıca davacının 19 ve 26.02.2010 tarihlerindeki mesailerde amirlerinin kendisine verdiği işi yerine getirmediğini ve işi yavaşlattığını, böylece işyerindeki imalatın aksamasına ve işverenin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, davacıdan varsa geçerli mazeretlerinin bildirilmesinin istendiğini, ihtarnameyi tebellüğ eden davacının haklı bir mazeret sunmadığını, bu sebeple iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II. maddesine istinaden sona erdirildiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin 990,00 TL net ücret aldığını iddia etmiş, davalı işveren ise, davacının asgari ücret aldığını savunarak, bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesinde emsal ücret araştırması yapılmasını istemiştir. Diğer yandan davacı işçi Bölge Çalıma Müdürlüğüne verdiği dilekçesinde ücretinin brüt 990,00 TL olduğunu belirtmiştir. Mahkemece herhangi bir araştırma yapılmadan davacının ücretinin 990,00 TL net olduğu kabul edilerek, buna göre belirlenen alacaklar hüküm altına alınmışsa da hatalı olmuştur. Bu durumda, işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı, davacının ücret miktarındaki çelişki giderilmeli ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. Davacı beyanına itibar edilerek belirlenen ücret miktarına göre dava konusu alacakların hesaplanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ :Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.