MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, belirterek feshin geçersizliğine ve davacının işe iade edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iş sözleşmesinin sık sık rapor alarak iş ilişkisini çekilmez hale getirmesi nedeniyle feshedildiğini, beyanla davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davacının çalıştığı dönem içerisinde sadece dokuzuncu ay ile onikinci ay arasında rapor aldığı, oysa İstanbul'da görev yaptığı dört yıllık dönem içerisinde bu tarihler dışında rapor aldığına dair bir kaydın dosyaya sunulmadığı, kaldı ki sunulan raporların sağlık kuruluşlarından alınmış resmi nitelikte raporlar olduğu ayrıca alınan raporlar sebebi ile iş akışının kesintiye uğramadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanunun 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz. 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Dosya içeriğine göre 05.03.2012 tarihli fesih bildiriminde davacının sık sık rapor almayı alışkanlık haline getirdiği, bu durumun iş arkadaşlarının programlarında değişiklik yapılmasına sebep olduğu, iş ilişkisini çekilmez hale getirdiği, işlerin aksamasına, işgücü planlamasının olumsuz etkilenmesine sebep olduğu gerekçesiyle iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmaktadır. Davacının 03.01.2011–31.12.2011 tarihleri arasında farklı sebeplerle rapor aldığı, raporların genelde hafta tatili öncesi veya sonrasına denk geldiği, davacının bir yıl kadar sürede on dört defa rapor alarak davacıyla aynı birimde çalışanların çalışma düzenini ve iş planlarının bozulmasına da sebep olduğu, bu hususun davacının şefi olan davalı tanığının beyanıyla da doğrulandığı, davacının aldığı raporlar sebebiyle işveren açısından iş sözleşmesinin feshi için geçerli sebep bulunduğunun kabul edilmesi gerekir. Mahkemece aksi kanaatle yazlı şekilde karar verilmesi bozma sebebidir. Belirtilen sebeplerle 4857 sayılı Kanun'un 20/3 maddesi uyarınca mahkeme kararının bozularak ortadan kaldırılması ve Dairemizce aşağıda yazılı olduğu gibi hüküm oluşturulması gerekmiştir.HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,2-Davanın REDDİNE,3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 85,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 31.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.