MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, davacı ile davalı şirket arasında 19.07.2007 tarihinde işyeri hekimliği sözleşmesi imzalandığını, davacının 08.08.2007 tarihinde davalı işyerinin ... şantiyesinde çalışmaya başladığını, görevini yapmakta iken iş sözleşmesinin 07.01.2008 tarihinde şantiye çalışanlarının memnuniyetsizliği sebebiyle 21.01.2008 tarihinde feshedileceğinin bildirildiğini belirterek müvekkilinin bakiye süre ücreti alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davacının düşük performansı ve sunduğu sağlık hizmetinin yetersiz olması sebebiyle şantiye çalışanlarının hizmetten memnun kalmadıklarını ve şikayetlerini davalı şirkete bildirdikleri, davacının bu yüzden sözlü olarak uyarıldığını ancak durumun düzelmediğini, bu sebeple geçerli sebeple iş sözleşmesinin feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece davacının işyerinde 19.07.2007-21.01.2008 tarihleri arasında hizmet süresinin altı ay, iki gün olduğu ve sözleşmedeki bir yılı tamamlamak için bakiye beş ay, yirmisekiz günü kaldığı, bakiye süre ücretinin istenebilmesi için iş sözleşmesinin işverence ancak haklı bir sebebe dayanmadan feshedilmesinin gerektiği, sözleşmesinin işverence feshinin haklı bir sebebe dayanmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle alacak hüküm altına alınmıştır. Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki iş sözleşmesinin süresinden önce feshine dayalı olarak kalan süreye ait ücret konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Bakiye süre ücretinin talep edilebilmesi, iş sözleşmesinin belirli süreli olması şartına bağlıdır. Belirli süreli iş sözleşmesinden söz edebilmek için sözleşmenin süreye bağlanması ve bunun için objektif sebeplerin varlığı gerekir. Belirli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif şartlara bağlı olarak “belirli süreli iş sözleşmesi” yapılabilecektir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 11. maddesinde “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir sebep olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı sebebe dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar” şeklindeki düzenleme ile bu konudaki esaslar belirlenmiştir.Dosya içeriğine göre, taraflar arasında ilk kez yapılmış olan 19.07.2007 tarihli işyeri hekimliği sözleşmesi, yukarıda belirtilen şartları taşımamaktadır. Söz konusu iş sözleşmesi belirli bir işin tamamlanması ya da belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif sebeplere dayanmamaktadır. Esasen sözleşme konusu işin süreklilik arz ettiği açıktır. Taraflar arasındaki iş sözleşmesi belirsiz süreli niteliktedir. Belirsiz süreli sözleşmelerde bakiye süre ücretinden söz edilemeyeceğinden, mahkemece talebin reddi gerekirken yazılı şekilde hatalı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Açıklanan sebeplerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 31.01.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.