Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14603 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 11746 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: Karşıyaka 1. İş MahkemesiTARİHİ: 25/04/2012NUMARASI: 2012/107-2012/131Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin feshinin geçerli veya haklı sebebe dayanmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini istemiştir.Davalı ....A.Ş vekili, davacının uyarıldığı halde işe geç geldiği, hastalara, hasta yakınlarına ve personeline karşı tutum ve davranışları nedeniyle uyarıldığını, “sıra bitmiştir” şeklinde yanıltıcı bilgi verdiğini, bu nedenlerle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemenin 05.07.2010 tarih ve 2009/563-2010/486 E-K sayılı ilamı ile iş sözleşmesinin feshinin geçerli veya haklı nedene dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının davalı alt işveren nezdinde işe iadesine karar verilmiştir.Karar, davalı Üni-pa A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dairemizin 17.01.2012 tarih ve 2011/5163- 2012/157 E-K sayılı ilamı ile, hizmet alım sözleşmesinin diğer tarafı olan T.C. Sağlık Bakanlığı'na davanın teşmili için hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkeme bozma ilamına uyarak, taraf teşkilini sağlayıp, yargılama sonucunda bu kez, davalılar arasında geçerli bir asıl işveren-alt i??veren ilişkisinin bulunduğunun kabulü ile, alt işveren yönünden davanın husumet yönünden reddine, davalı Sağlık Bakanlığı'na yönelik davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar vermiştir.Karar, bu kez davalı T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından temyiz edilmiştir.Davalı iş yerinde, veri kayıt elemanı olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin, son zamanlarda yapmakla ödevli olduğu görevleri hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi sebebiyle haklı nedenle feshedildiği dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.İşin esasına yönelik yapılan incelemede, davacı hakkında görevini gereği gibi yapmadığı, işe geç kaldığı, hasta yakınları ve personele iyi davranmadığından tutanak düzenlendiği görülmektedir. Mahkemece bu tutanaklar hakkında davacı asilden diyecekleri sorulup tespit edilmeden ve itiraz halinde tutanaklarda ismi geçen tüm tanıkların bilgisine başvurulmadan eksik incelemeyle bilirkişi raporundaki hatalı değerlendirme esas alınarak sonuca gidilmesi doğru bulunmamıştır.Mahkemece yapılacak iş, davacının tutanaklara karşı diyecekleri sorularak tespit edilmeli, itiraz halinde tutanak tanıkları dinlenmeli, tutanaklarda tespit edilmiş olayların sabit olması halinde bu olguların en azından fesih için geçerli neden olacağı düşünülmeli ve buna göre bir karar vermelidir. Ayrıca belirtmek gerekirki, iş sözleşmesinin feshine yetkili makamın kim olduğu ve o makamın hangi tarihte bilgisine ulaştığı tespit edilmeden hak düşürücü süre geçtiğinden bahsedilmesi doğru görülmemiştir.Keza, mahkemece davalılar arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu kabul edildiği halde, işe iadenin alt işverene yönelik kurulmaması hatalıdır. Geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmakta ise, davanın kabulü halinde davacı alt işverene iade edilmeli, tazminatlardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlulukları bulunduğu gözetilerek hüküm kurulmalıdır. Yukarıda açıklanan bu hususlara uyulmaksızın eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 26.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.