Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1383 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11471 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, yıllık izin ücreti, kıdem, ihbar tazminatı, hafta tatili, ulusal bayram genel tatili, fazla çalışma ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteğin yetkisizlik sebebiyle reddine karar vermiştir.Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti:Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ücret, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacakları istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, öncelikle yetki itirazında bulunuğunu, yetkili mahkemenin ... İş Mahkemeleri olduğunu, ayrıca davacının kendi işçisi olmadığını ve husumet itirazında bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davacının işini yaptığı yerin Irak ülkesi olduğu, davalının ikametgahı bulunmayan ... mahkemelerinin yetkili olmadığı ve şirket merkezinin bulunduğu ... İş Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir.Temyiz:Kararı davacı temyiz etmiştir.Gerekçe:Dosya içeriğine göre, yetkili mahkemenin hangi iş mahkemesi olduğu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 5. maddesinde iş uyuşmazlıklarında yer itibari ile yetkili iş mahkemelerini belirlemiştir. Buna göre, “iş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz.” hükmü yer almaktadır.Yetkili mahkemenin belirlenmesinde önemli olan işin yapıldığı yer, bir başka anlatımla işyeri tanımına 5521 sayılı Kanun'unda yer verilmemiştir. İşyerini tanımına 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinde yer verilmiştir. Buna göre “İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir. İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür.” Bir yer, ancak işin niteliği ve yürütümü bakımından işyerine bağlı bulunmaktaysa, o işyerinden sayılacaktır.İş mahkemesinin yetkisini düzenleyen anılan maddede yer alan yetki kuralı kamu düzeni ilişkin olup kesin niteliktedir. Söz konusu hükme göre davacı işçi, davayı işin yapıldığı yer mahkemesinde açabileceği gibi davalının ikametgâhı mahkemesinde de açabilir. Tercih hakkı her durumda dava açana aittir. Davacının çalıştığı işyerinin nerede olduğu ve işyeri için hangi her yer mahkemesinin yetkili olduğu belirlenmeden davalı işverenin ikametgahına göre yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Davalı işverenin ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesi yanında davacı işçinin son defa çalıştığı işyerindeki mahkemede yetkili olduğu gözetilmeden bu iki mahkemenin hangisinde daha açılması hususunda tercih hakkının davacıya ait olduğu gözetilmeden karar verilmiş olması hatalıdır. Yapılacak iş, öncelikle davalının ...'da işyeri bulunup bulunmadığını, varsa şubenin kapatılıp kapatılmadığını, kapatılmışsa hangi tarihte kapatıldığını belirlemeye yarayacak tüm kayıt ve belgelerin celp edilmesi, davacının çalıştığı işyerinin tespiti için davacı ve davalı tanıklarının dinlenmesi ile davacının çalıştığı işyeri için yetkili mahkemeyi tespit etmekten ibarettir. Bundan sonra, davacının tercihine göre davaya bakacak yetkili mahkemeyi belirleyerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuştur.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, bozma nedenine göre sair yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 31.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.