Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1381 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11469 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti:Davacı, iş sözleşmesinin işverence haksız şekilde feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatlarını istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı ... davacının kendi işçileri olmadığını, kendilerinden ihale ile iş alan ... işçisi olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı ..., davacının kendi işçisi olmadığını, kendi işyerlerinde herhangi bir çalışmasının geçmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalılar arasındaki ilişkinin geçerli bir alt işverenlik ilişkisi olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalılar temyiz etmiştir.Gerekçe:Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, değişen alt işverenler arasındaki hukuki ilişkinin tespiti ve bunun iş??inin işçilik haklarına etkileri konusunda toplanmaktadır.4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde işveren bir iş sözleşmesine dayanarak işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ya da tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar olarak açıklanmıştır. O halde asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilmesi için ilk olarak mal veya hizmetin üretildiği bir işyeri olan işverenin varlığı gerekir. Bundan başka işverene ait işyerinde iş alan ikinci bir işverenin varlığı gerekir ki asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilsin. Alt işverenin başlangıçta bir işyerinin olması şart değildir. Alt işveren, işveren sıfatını ilk defa asıl işverenden aldığı iş ve bu işin görüldüğü işyeri sebebiyle kazanmış olabilir.İşyerinin tamamının veya bir bölümünün hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devri işyeri devri olarak tanımlanabilir. 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesinde, işyerinin bir bütün olarak veya bir bölümünün hukuki bir işleme dayalı olarak başkasına devri halinde mevcut iş sözleşmelerinin devralana geçeceği düzenlenmiştir. Bu anlatıma göre, alt işverence asıl işverenden alınan iş kapsamında faaliyetini yürüttüğü işyerinin tamamen başka bir işverene devri 4857 sayılı Kanun'un 6. maddesi kapsamında işyeri devri niteliğindedir.Süresi sona eren alt işverenle yeni ihaleyi alan alt işveren arasında açık biçimde işyeri devrini öngören bir sözleşme yapılması da imkan dahilindedir. Alt işverenin değişmesine rağmen yeni alt işveren nezdinde işyerinde çalışmaya devam edecek olan işçilerin belirlendiği hallerde sözü edilen işçiler bakımından iş sözleşmelerinin devralan işveren geçtiği tartışmasızdır. Ancak yeni alt işverende çalışacak olan işçiler arasında gösterilmeyen ve süresi sona eren alt işveren tarafından başka bir işyerinde çalıştırılmak üzere bildirimde bulunulmayan işçilerin iş sözleşmelerinin devreden alt işveren tarafından feshedildiğini kabul etmek gerekir.4857 sayılı İş Kanunu'nun 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14/2. maddesi hükmü, 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesinde belirtilen işyeri devrini de içine alan daha geniş bir düzenleme olarak değerlendirilebilir. Gerçekten maddede işyerlerini devir veya intikalinden söz edildikten sonra “…yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli…” denilmek suretiyle uygulama alanı 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesine göre daha geniş biçimde çizilmiştir. O halde kıdem tazminatı açısından asıl işveren alt işveren ilişkisinin sona ermesinin ardından işyerinden ayrılan alt işveren ile daha sonra aynı işi alan alt işveren arasında hukuki veya fiili bir bağlantı olsun ya da olmasın kıdem tazminatı açısından önceki işverenin devir tarihindeki ücret ve kendi dönemi ile sınırlı sorumluluğu, son alt işverenin ise tüm dönemden sorumluluğu kabul edilmelidir.Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davalılar arasında geçerli bir alt işverenlik ilişkisi bulunup bulunmadığı ve davacının iddia ettiği tarihlerde davalı ...'un işçisi olarak ....'de çalışıp çalışmadığı anlaşılamamaktadır. Alt işverenlik ilişkisinin geçerli olup olmadığının anlaşılabilmesi için öncelikle, davacının hizmet döküm cetvelinde 28.02.2005 tarihine kadar olan işe giriş ve işten çıkış kayıtlarındaki işyerlerinin ortaklarının kim olduğu, davalı ... ile bir ilgileri olup olmadığı, davalı ....'den ihale ile iş alıp almadıkları tespit edilmeli; davacının çalıştığını iddia ettiği sürede ....'nin yaptığı taşıma ve yükleme işlerine ait tüm hizmet alım sözleşmeleri getirtilmeli, davalı ... adına münhasıran kayıtlı bir işyeri olup olmadığı da tespit edilerek alt işverenlik ilişkisinin geçerli olup olmadığı ve davacının ... işçisi olup olmadığı açık ve tereddüte yer vermeyecek belirlenmelidir. Bundan sonra toplanan delillerle dosyadaki deliller bir bütün olarak yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 31.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.