Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13766 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 35468 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, öğrenim yardımı, yakacak yardımı, izin, yıllık izin, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, davacının, davalıya ait işyerinde çalıştığını belirterek, müvekkilinin kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil ücreti ile toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, istekler kısmen hüküm altına alınmıştır.Temyiz:Kararı davacı ve davalı temyiz etmiştir.Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir.Somut olayda, işverence davacının çalışma düzenini gösterir puantaj gibi kayıtlar sunulmadığından, yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarına göre söz konusu alacak hesaplanmıştır. Belirtilen hesaplama dosya içeriği ve tanık beyanları ile tam olarak örtüşmemektedir. Yerel mahkeme ait emsal nitelikteki 19/07/2013 gün 2012/287 E. ve 2013/288 K. Sayılı ilam ve benzeri ilamlarda dosya kapsamına göre çalışma saatleri dairemizce kış mevsiminde 08.00-18.00 arası, yaz döneminde ise 08.00-19.00 arası olarak kabul edilmiştir. Hatalı hesaplamaya dayalı hüküm verilmesi isabetsizdir.3-Fazla çalışma ücreti alacağından indirim yapılması gerekip gerekmediği hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.Somut olayda; davacının fazla çalışma ücreti alacağının tanık anlatımlarına göre hesaplandığı anlaşılmaktadır. Tanık beyanı ve dosya içeriğine göre sözü edilen alacakdan %50 oranında hakkaniyet indirimi yapılması doğru olmamıştır. Zira davacının hastalık, mazeret ya da izin gibi sebeplerle yılın tamamında aynı şekilde çalışamayacağı kabul edildiğinden hesaplanan alacaktan dosya içeriğine, çalışma süresine uygun düşecek şekilde emsal nitelikteki dosyalardaki gibi %30 oranında hakkaniyet indirimi uygulanması gerekmektedir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.