Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1372 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11031 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, uğranılan kurum zararının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davacı ve davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı Bakanlığa bağlı ... Meslek Lisesi arasında kurum personeli maaşlarının müvekkili banka aracılığıyla ödenmesi konusunda 02.05.2002 tarihinde protokol yapıldığı, okulun yeni müdürünün 23.12.2002 tarihli yazısı ile ATM'lerde para olmadığı, personelin kredi isteklerinin geri çevrildiği iddiaları ile 15.01.2003 tarihinden itibaren protokolün uygulanmayacağını bildirdiğini, bunun üzerine yeni protokolün hazırlanıp davacı banka yetkilileri tarafından boş olarak imzalandığını ve okul müdürlüğünce boşlulukların doldurulup imzalanıp iade edilmek üzere okul müdürüne verildiğini, okul müdürünün protokolü imzalamadığını ancak maaş ödemelerine davacı banka aracılığıyla yapmaya devam ederek protokole uyduğunu, sonrasında 17.04.2003 tarihli yazı ile okul personelinin kredi taleplerinin yerine getirilmediği ileri sürülerek protokolün uygulanmayacağının belirtildiğini ve 15.05.2003 tarihinde bankaya yatırılması gereken maaş ödemelerinin yatırılmayarak protokolün ihlal edildiğini, davacı bankanın bu konuda zararının olduğunu, protokol imzalayıp davacı bankaya iade etmeyen ... ile protokolü takip etmeyen ve cezai şart miktarını protokole yazmadan boş olarak imzalayıp ...'a teslim eden davacı banka personeli ... ile 27.12.2002 tarihli protokolü imzalayıp davacı bankadan para tahsil eden ..., ... ve bu kişilere yetki veren ...'in davacı bankanın zararından sorumlu olduklarını, davacı bankanın zararının bildirilen kişilerden tahsili ile davacıya verilmesini talep etmiştir.Banka çalışanı davalı ..., banka personeli olarak herhangi bir usulsüz işleminin bulunmadığını, bu nedenle sorumlu tutulamayacağını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ... vekili taraflar arasında yapılan sözleşmenin geçersiz olduğundan iadesi istenen bedel için dava açma süresinin geçtiğini, öngörülen izinler ve onaylar alınmadan yapılan sözleşmenin hiç bir geçerliliğinin olmadığını, müvekkili idarenin bu davada pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını ve bankacılık hizmetlerinde aksamalar olduğundan, davacı bankanın kendi kusuru ile sözleşme şartlarını yerine getirmediği, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini bu nedenlerle tazminat talep edilemeyeceğini davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Davalı ... (okulun önceki müdürü) bağıştan rücu davasının Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle iş bölümü itirazında bulunduğu ayrıca ... Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu ayrıca kendisine husumet yöneltilmesinin doğru olmadığını, kendi döneminde bir sorun bulunmadığını davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ... (yeni müdür) protoklün imza tarihinde okul müdür yetkilisi kendisinin olmadığını ve 02.05.2005 tarihli protokolün bağlayıcı olmadığını, 27.12.2002 tarihli protokolde ise cezai şart ve tazminat hükmünün bulunmadığını, iddiaların haksız olduğunu, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Okul adına protokolü imzalyan davalı ..., sözleşme ve protokolün tarafı olmadığını, sorumluluğununun bulunmadığını, kendisine husumet yöneltilmesinin doğru olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece davacı banka ile ... Sağlık Meslek Lisesi arasında imzalanan maaşın bankaya yatırılmasına ilişkin sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan ihtilafa dayandığı, davalı ... ile diğer davalılar ..., ..., ... ve ... açısından sözleşmeye aykırılıklar şeklinde iddiaların dava konusu yapıldığı, bu noktada mahkemenin görevli olmayıp davada Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevli olduğundan bu kişiler hakkında görevsizlik kararı verildiği ve diğer davalılar ... ve ...'e karşı yöneltilen davada ise davalıların iş sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerinin dava konusu yapıldığından bu kişiler hakkındaki davanın ayrı bir esasa kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmesi gerektiğine karar verilmiştir.Somut olayda davacının alacak talebi aynı olup davalıların bu iddia karşısındaki sorumluluklarının kaynakları farklıdır. Protokolün tarafı olan ... ve personelinin sorumluluğu söz konusu sözleşmeye (protokole) aykırılıktan kaynaklanmakta iken, davacı bankanın davalı gösterdiği iki çalışanının sorumluluğu ise iş sözleşmesine aykırılıktan kaynaklanmaktadır. Ayrı sorumluluk kaynakları olan davalarda yargılama farklı mahkemelerin görev alanları içinde kaldığı durumlarda davaların birlikte görülmesi ve hangi mahkemede görülmesi gerektiği uyuşmazlık konusu olmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 166. maddesinin 4. fıkrasında davaların aynı veya birbirine benzer sebepten doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileycek nitelikte olması durumunda davalar arasında bağlantı bulunduğu kabul edilmiştir. Olayda protokolün iptal edilmesi, yenisinin hazırlanması ve bu durumda hangi protokolün geçerli olduğu konuları tartışmalı olup bu konuların aydınlatılması tüm davalılar için gerekli olduğundan bu bağlantı nedenleri ile ve uygulama birliği açsından davaların birlikte görülmesi gerekir. Tarafı banka olan sözleşmeye aykırılık davasında yetkili mahkeme genel yetkili asliye ticaret mahkemeleridir. Davacı bankanın kendi çalışanlarına iş sözleşmesine aykırı davranışı nedeniyle yönelmesi durumunda görevli mahkeme iş mahkemeleri olup ve bu mahkemenin görev ve yetkileri 5521 sayılı Kanunun ile özel olarak düzenlendiğinden somut olayda davanın özel yetkili mahkemede birlikte görülmesi gerekirken, mahkemece tefrik kararı verilerek davalı ... ve personeli hakkında görevsizlik kararı verilmesi hatalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 31.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.