Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13476 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 33051 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Taraflar arasındaki, ücret fark alacağı, tahsil tazminatı, vardiya prim alacağı, kıdeme teşvik primi, fazla çalışma farkı, akdi ikramiye ve ilave tediye farkı alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.04.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı işçi, kök ücretinin eksik hesaplanması sebebiyle kıdeme teşvik primi, fazla çalışma, ilave tediye, akdi ikramiye, tahsil tazminatı, vardiya prim alacağı gibi alacakların eksik ödendiğini ileri sürerek, dava tarihindeki son yevmiyesinin tesbiti ile yevmiyesinin yanlış hesaplanmasından kaynaklanan ücret ve işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı işveren vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Taraflar arasında davaya konu alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32/8. maddesinde işçi ücretinin 5 yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak, bu kanundan önce tazminat niteliğinde olmayan, ücret niteliği ağır basan işçilik alacaklarının, dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 126/1. maddesi uyarınca beş yıllık zamanaşımına tabi olacağı tartışmasız öğreti ve uygulama tarafından kabul edilmiştir. Fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları da geniş anlamda ücret alacağı niteliğinde olup, 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. İş mahkemelerinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 316. ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir. Zamanaşımı def'i 6100 sayılı Kanun'un 319. madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı def'i cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir.Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 6100 sayılı Kanun'un 317/2. ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı def'inde bulunulabileceği kabul edilmelidir. Cevap dilekçesinde zamanaşımı def'i ileri sürülmemiş ya da süresi içinde cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 sayılı Kanun'un 141/2. maddesi uyarınca zamanaşımı def'i davacının açık muvafakati ile yapılabilir.Süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı def'inin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla, süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı def'ine davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı def'i dikkate alınmaz.Somut olayda, 28.01.2014 tarihli ıslah dilekçesi davalı vekiline 25.02.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı vekili, 27.02.2014 havale tarihli dilekçesi ile ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Bu durumda mahkemece, davalı tarafın ıslah dilekçesine karşı süresinde yaptığı zamanaşımı def'inin değerlendirilmemesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.