MAHKEMESİ : Ankara 18. İş MahkemesiTARİHİ : 21/06/2013NUMARASI : 2013/275-2013/387 Hüküm süresi içinde davacı- karşı davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; müvekkiliyle davalı arasında belirli süreli hizmet sözleşmesi yapıldığını, davacının sürenin bitiminden önce iş sözleşmesini haksız olarak feshettiğini, sözleşmenin 7. maddesi gereğince haksız fesih halinde dört aylık brüt ücret tutarında cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını ileri sürerek, cezai şart alacağını, kabul edilmezse ihbar tazminatı alacaklarını istemiştir.Davalı vekili iş sözleşmelerinin zincirleme yapıldığını savunarak davanın reddini talep etmiş, ayrıca karşı dava ile fazla çalışma alacağı, yıllık ücretli izin alacağı ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.Mahkemece, davacının davasının reddine, birleştirilen dosyada davalı-davacının talebinin kabulüne karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosya safahatinin incelenmesinde, bozma kararları öncesinde mahkemece, 23.12.2009 tarihinde verilen ilk kararda toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davasının kısmen kabulüne, karşılık davanın da kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesince verilen 19.04.2012 kararda “taraflar arasındaki sözleşmenin başlangıçtan itibaren belirsiz süreli olması nedeniyle cezai şart istenemeyeceği” gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararı bozulmuştur.Bozmadan sonra mahkemece uyma yönünde karar verildikten sonra davacının davasının tamamen reddine, birleştirilen dava hakkında ise bozma ilamı ile kesinleştiği gerekçesiyle hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiş, bu kararın da temyiz üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesince verilen 26.02.2013 günlü kararda “bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitireceğinden davalının birleştirilen dosyadaki talebi hakkında yeniden hüküm kurulması ve davacı üniversitenin terditli talebi hakkında karar verilmek üzere” tekrar bozulmuştur.Bozma ilamından sonra yerel mahkemece ikinci kez uyma kararı verilmesine ve son bozma ilamında açıkça davacının terditli talebi hakkında karar verilmesi gereğine vurgu yapılmasına rağmen, mahkemece davacının ihbar tazminatına ilişkin talebi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmemiştir.Yargıtay 9. Hukuk Dairesince verilen her iki bozma ilamında taraflar arasındaki sözleşmenin belirsiz süreli olması sebebiyle cezai şart talep edilemeyeceği belirtilmiş, birleştirilen dosyadaki talep hakkında kurulan hüküm hakkında esastan bozma kararı verilmemiştir. Ancak, davacı vekili, dava dilekçesinde terditli dava açtığını, öncelikle davalı işçinin sözleşmeyi geçerli sebep olmaksızın tek taraflı olarak feshetmesi sebebiyle sözleşmedeki cezai şartın hüküm altına alınmasını, mahkemece bu talebin kabul edilmemesi halinde ise ikincil talebi olan ihbar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. O halde, sözleşmenin belirsiz süreli olması nedeniyle cezai şart talep edilemeyeceğine göre, davacının ikincil talebi olan ihbar tazminatına ilişkin olumlu veya olumsuz bir karar verilmeli, yine bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitireceğinden birleştirilen davada davalı işçinin talebi hakkında hüküm kurulmalıdır.Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolay diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, 20.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.