Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13207 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 29047 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, davacının 01.04.2006 yılından 10.08.2009 tarihine kadar pres bölümünde işçi olarak çalıştığını, haksız ve hukuki mesnetten yoksun olarak davacının iş sözleşmesine son verildiğini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık ücreti izin alacağı, genel tatil ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, zamanaşımı, görevsizlik, ve husumet itirazında bulunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporundaki hesaplamalar dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir Karar davacı ... davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre,davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Taraflar arasında, fazla mesai ve ulusal bayram-genel tatil alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz. Somut olayda davacının ıslah dilekçesinin davalıya 22.10.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ıslaha karşı 05.11.2012 tarihi itibariyle süresinde zamanaşımı definde bulunduğu anlaşılmasına göre mahkemece ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı defi değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.