MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA : Davacı, performans primi, ikramiye alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı .... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, davacı işçinin, 1977 yılından 31.12.2005 tarihine kadar davalı ....'de işyeri hekimi olarak çalıştıktan sonra, işyeri ve görevi değişmeksizin kayden diğer davalı alt işveren .... işçisi olarak çalışmaya devam ettiğini, taraflar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu kayden .... işçisi olduğu dönemde, davalı .... tarafından ödenen ikramiye ve performans primi alacaklarının taşeron işçisi olduğu gerekçesiyle ödenmediğini beyanla, ikramiye ve performans primi alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı .... vekili, davanın reddini savunmuştur. Davalı .... vekili, müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, taraflar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu, davacı işçinin ikramiye ve performans primi alacaklarına hak ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı .... vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Somut olayda, davalı tarafça, hükme esas alınan bilirkişi raporunda brüt alacak miktarlarına uygulanan vergi oranlarının doğru olmadığı, daha açık anlatımla vergi dilimlerine göre uygulanan oranın düşük olduğu ileri sürülmüş olmasına rağmen, mahkemece bu yön üzerinde durulmamıştır. Öte yandan, dava dilekçesinde net miktarlara hükmolunması talebi de açıkça belirtilmemiştir. Dava konusu işçilik alacaklarının hesaplanmasında kural olarak brüt miktarlar dikkate alınmalı, netleştirme ise infaz aşamasına bırakılmalıdır.Yargıtay yerleşik görüş ve uygulaması da bu doğrultudadır. Anılan nedenle, dava konusu alacakların brüt miktarlar üzerinden hüküm altına alınması gerekirken, yeni uyuşmazlıklara yol açacak şekilde net miktarlar üzerinden hüküm altına alınması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.