MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı, davalı ....'ne ait işyerinde satış temsilcisi sıfatı ile 15.02.2007-13.06.2010 tarihleri arasında çalıştığını, fazla çalışma ve tatil çalışma ücretlerinin ödenmediğini, çalıştığı süre boyunca yıllık izin kullanmadığını, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi, gerçek ücretlerinin bordroya yansıtılmaması, aşırı mesai veya istifadan birini tercihe zorlanmak, hizmetlerini eksik göstermek, hakaret ve iftiralara maruz kalmak gibi olumsuzlukların giderilmesi ve çalışma şartlarının insanileştirilmesi talepleri sonuç vermeyince iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.Davalı ....., davacının çalışanları olmadığını, davada taraf sıfatlarının bulunmadığını, davanın husumet yokluğu sebebi reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Davalı ..., davacının, iddia edilen tarihler arasında değil 29.02.2008-08.07.2010 tarihleri arasında asgari ücretle çalıştığını, kendi isteği ile işten ayrıldığını, iş sözleşmesini kendisi feshettiğinden kıdem tazminatına hak kazanamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar davalılar vekillerince temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.4857 sayılı İş Kanunu'nun 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.İş sözleşmesinin tarafları, asgari ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunu'nun 323. maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.Somut uyuşmazlıkta, davacı aylık net 1.100.00 TL ücret ile çalıştığını ileri sürmektedir. Davalı ise işçinin asgari ücret ile çalıştığını savunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dosyaya sunulan cari hesap kayıtlarına ve davacı şahitlerinin beyanlarına göre davacının 1.100.00 TL net aylık ücret ile çalıştığı kabul edilmiş ise de mahkemece emsal ücret araştırması yapılmamıştır. Öncelikle yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücret araştırması yapılmalı, davacının görevi, işyerindeki çalışma süresi ve şahit beyanları bütün halinde değerlendirmeye tabi tutularak, sonucuna göre işçinin aylık ücret miktarı belirlenmelidir. Eksik incelemeye dayalı karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.