Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12741 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5255 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, manevi tazminat alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkilinin 2010 yılı Mart ayından 2011 Şubat ayına kadar davalıya ait işyerinde satış direktörü olarak çalıştığını, işveren vekili tarafından sistemli olarak psikolojik taciz uygulanarak, kişilik haklarına saldırılarak işine son verildiğini beyanla manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.Davalılar vekili, dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını, davacının tazminatları ödenerek iş sözleşmesinin feshedildiğini, davacının psikolojik baskıya uğradığına ilişkin iddiaların somut olgular ve delillere dayanmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan delillere göre davalı şirketin işveren vekili konumundaki diğer davalının, davacıya karşı hakaret içerikli sözler sarfettiği, mobing uyguladığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hüküm taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.Taraflar arasında davalı işveren vekilince davacıya mobbing uygulanıp uygulanmadığı ve davacının kişilik haklarına saldırı olup olmadığı hususu tartışmalıdır.Davacı işçi pazar araştırmacısı olarak 09.04.2010-17.01.2011 tarihleri arasında davalı işyerinde çalışmıştır. Davacı davalı işveren vekili tarafından kendisine iş verilmeyerek çalışmasının engellediğini, istifaya zorladığını, istifa etmeyince de hakkında eşcinsel olduğuna dair söylentiler çıkarıldığını psikolojisinin bozulduğunu, söz konusu söylentiler nedeniyle bir daha iş bulamadığını, mobbinge uğradığını ileri sürerek manevi tazminat talep etmiştir. Davalılar davacının psikolojik baskıya uğradığına ilişkin iddiaların somut olgular ve delillere dayanmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dinlenen tanık beyanlarına dayanılarak davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı kabulü ile davacı lehine manevi tazminata hükmedilmiştir.Somut uyuşmazlıkta davacı işçi, davalı işveren vekilinin hakkında söylentiler çıkardığını iddia ettiği halde beyanlarına itibar edilen davacı tanığı ...'ın davacıya huzurda hakaret edildiğini ifade ettiği, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü olgular ve davacı tanığı ....'ın davalılarla husumetli olduğu gözetildiğinde davacı tanığının beyanlarına itibar edilemeyeceği, beyanları dikkate alınan davacı tanığı ...'in ise davacının yerine işe girdiği ve dava konusu kişilik haklarına saldırıya ilişkin beyanlarının duyuma dayalı olduğu, davacının doktoru olan ve davacı tanığı olarak dinlenen ...'in iş sözleşmesinin feshinden hemen sonraki tedavi sırasında davacının hakaret uğradığına ilişkin beyanı olmadığını ifade ettiği anlaşılmıştır. Davacının sistemli olarak psikolojik tacize uğradığı ve kişilik haklarının ihlal edildiğinin somut ve inandırıcı delillerle ortaya konmadığı, bu nedenle davacının kişisel haklarının saldırıya uğradığının ispatlanmadığı gözetilerek manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, 28.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.