Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12501 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6655 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı Türkiye......Müdürlüğü vekili, davalı şirket hakkında müvekkil kurum tarafından 1.0873, 00 TL idari para cezası kesilmiş süresi içinde ödenmediğinden aleyhinde Kayseri 6. İcra Müdürlüğünün 2013/8772 nolu dosyası ile takip başlatıldığını ödeme emrini tebliğ alan davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına ve %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı şirket vekili ise, bahsi geçen işçinin müvekkil şirkette hiç çalışmadığını ve müvekkil şirketle hiç bir bağlantısının da bulunmadığını, bu nedenle davacı tarafından müvekkili aleyhine açılan takibin hukuki dayanaktan yoksun olduğu gibi takibe bağlı olarak yapmış oldukları itiraz üzerine müvekkil aleyhine aılan itirazın iptali davasının usul ve esasas uygun olmadığını, Sosyal Güvenlik Kurumundan ilgili evraklar celbedildiğinde bahsi geçen işçinin müvekkil şirkette hiç bir zaman çalışmadığının açıkça görüleceğini belirterek müvekkil aleyhine açılan itirazın iptali davasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, itirazın iptaline konu olan idari para cezasının yasal olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesine göre iş mahkemelerinin görevi, 4857 sayılı Kanun'a göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya 4857 sayılı Kanun'a dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesidir. İşçi sıfatını taşımayan kişinin talepleriyle ilgili davanın, iş mahkemesi yerine genel görevli mahkemelerde görülmesi gerekir.Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır.Somut olayda taraflar arasında işçi ve işveren ilişkisi bulunmamaktadır. Davaya konu istek; idare tarafından davalıya verilen idari para cezasının tahsiline ilişkindir. 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanunu'nun 20/son maddesi idari para cezalarının genel esaslara göre tahsil edileceğini düzenlemiştir. Buna göre uyuşmazlığın çözüm yeri yukarıda açıklanan hukuki olgular dikkate alındığında İş Mahkemesi olmayıp, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 2. maddesi gereğince genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2010 tarihli ve 2010/9-314 esas, 2010/342 karar sayılı kararı da bu doğrultudadır. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esasına girilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.