Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1170 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 30044 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı ...Ş. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, mikser şoförü olarak davalı alt işveren ... işçisi olarak diğer davalı asıl işveren ...'nin denetiminde çalıştığını, iş sözleşmesini işçilik alacaklarının eksik ödenmesi gerekçesiyle haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalılar davanın reddini istemişlerdir.Mahkeme Kararının ÖzetiMahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu, iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı sebeple feshedildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar vermiştir.Temyiz:Kararı davalı ... vekili kanuni süresi içerisinde temyiz etmişlerdir.Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının işçilik alacaklarının ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.Davacının ücretinin ve eklerinin bankaya yatırıldığı iddia edildiğinden banka kayıtları getirtilerek işçilik alacaklarının ödemesi olup olmadığı kesin olarak belirlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık beyanlarına dayanılarak tüm çalışma döneminde fazla çalışma yaptığı kabul edilmiştir.Ancak yapılan işin niteliği gereği kış aylarında fazla çalışma yapılıp yapılamayacağı tespitiyle söz konusu alacağın hesaplandığı anlaşılmakla mahkemece öncelikle yapılan işin niteliği de dikkate alınarak mevsimsel çalışma koşullarının ilgili yerlerden sorulmak suretiyle yaz ve kış ayları çalışma koşulları belirlenerek ve tanıklar yeniden dinlenilerek iş yerinde davacının yaz-kış aylarında aynı koşullarda çalışıp çalışmadığı açıkça tespit edilerek fazla çalışma alacağının yeniden belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.4-Kıdem tazminatının giydirilmiş ücretten, diğer işçilik alacaklarının ise çıplak ücretten hesaplanması gerekir. İşçiye ücreti dışında ödenen asgari geçim indirimi kanun ile getirilmiş olup, bireyin veya ailenin asgari geçim düzeyini sağlayacak bölümünün toplam gelirden düşülerek vergi dışı bırakılmasıdır. Bu sebeple ücretin eki değildir. Ücret olarak nitelendirilemez ve tazminat ve işçilik alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez.Hükme esas bilirkişi raporunda davacının kıdem tazminatı ve işçilik alacakları asgari geçim indirimi de dahil edilmiş ücretten hesaplanması hatalıdır. Davacının kıdem tazminatı ve işçilik alacaklarının asgari geçim indirimi dikkate alınmadan hesaplanıp belirlenmelidir.5-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bazı işçilik alacaklarından gelir vergisi ve damga vergisi kesintileri yapılmış ise de, sigorta pirimi, işsizlik sigortası pirimi ve sendika aidatı kesilmesi gereken alacaklar bakımından sözü edilen kesintiler yapılmamış, mahkeme kararında da bu kesintilerle ilgili bir açıklamaya yer verilmemiştir. Karar bu yönüyle davalı işverenin mükerrer sorumluluğuna yol açabilecek niteliktedir. Gerekirse, bilirkişiden ek hesap raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmelidir.Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.