MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalıya ait işyerinde 26.02.2008-21.10.2009 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini, işyerinde fazla çalışma yapmasına, ulusal bayram genel tatillerde çalışmaya devam etmesine rağmen bu çalışma karşılığı ücret alacaklarının ödenmediğini, ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.Davalı, davacının işyerinde çalışan bir başka işçiye sataşması ve işyerine ait aracı şahsi işleri için kullanması sebebi ile iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II-e ve d maddeleri uyarınca feshedildiğini, son olarak aylık net 475,18 TL ücret ile çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı sebebe dayalı feshedildiğini, fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil günleri çalışma karşılığı ücret alacaklarının ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu, davacının tanık beyanları ile ispatlanan fazla çalışma ücretleri ile ulusal bayram genel tatil günlerindeki çalışma karşılığı ücret alacaklarının ödendiğine ilişkin davalı tarafça delili ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı süresi içerisinde davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Somut olayda; davalı işveren tarafından dosya içerisine ibraz edilen ücret bordrolarda fazla çalışma ücret tahakkuku bulunmamakla birlikte, davacının tarafın delil olarak dayandığı, üzerinden işverene ait imza ve kaşe bulunmamakla birlikte davalı işveren tarafından yapılan ücret ödemelerine ilişin olduğu davacı tarafça ileri sürülen sekiz adet zarf üzerinde yazılan miktarlara göre davacıya 2.942,00 TL fazla çalışma ücret alacağı ödendiği görülmektedir. Hükme esas alanan bilirkişi raporunda, davacının hak kazandığı fazla çalışma ücret alacağından, ödendiği davacının da kabulünde olan 2.942,00 TL'nin mahsup edilmesi gerekirken 1.641,53 TL'nin mahsup edilmiş olması hatalıdır.Ayrıca, davacının hak kazandığı fazla çalışma ücreti, bilirkişi tarafından hazırlanan ilk raporda toplam 5.683,79 TL olarak belirlendiği halde, mahsup işleminin gerçekleştirildiği ek raporda bu miktarın 7.104,73 TL olarak kabul edilmesi de hatalı olup bu husus ayrı bir bozma sebebi olarak kabul edilmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 29.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.