MAHKEMESİ: Bakırköy 5. İş MahkemesiTARİHİ: 20/07/2011NUMARASI: 2010/567-2011/517Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin geçerli sebep olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin geçerli sebep olmaksızın feshedildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının davalı şirkette işe iadesine karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında, iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.4857 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 1. fıkrasına göre işveren fesih bildirimini yazılı yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Fesih bildirimi yazılı yapılmamışsa veya fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmemişse aynı Kanun'un 21. maddesi gereğince geçerli sebep gösterilmediği kabul edilir.Buna karşılık, aynı Kanun’un 25. maddesinde öngörülen, işverenin haklı sebeple derhal feshinde ise yazılı şekil şartı aranmamaktadır.Davalı işyerinde teknisyen olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin, sorumluluğu altındaki cihazları gereksiz yere diğer teknik servislere yüksek seviye gönderimi yaptığı, iş yoğunluğunu azaltacak şekilde verimsiz çalıştığı ve performans düşüklüğü gerekçesiyle geçerli sebep bulunduğu iddia edilerek feshedildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.Somut olayda, fesih sebebine göre, öncelikle davalı işverenden fesih dayanağı olan ve zarar miktarını gösteren belgeler getirtilmeli, bundan sonra, uyuşmazlığın çözümü teknik ve uzmanlık gerektirdiğinden, yapılan işte uzman teknik bir bilirkişiden rapor alınmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirmeye tabi tutularak sonuca gidilmeli iken, mahkemece bu yönler gözetilmeden ve avukat bilirkişiden alınan yetersiz rapora itibar ederek karar verilmesi hatalı olup hüküm bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 29.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.