MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, 30.08.2006 tarihinde davalıya ait iş yerinde yer altı lağım ustası işçisi olarak işe başladığını, işveren gerekli güvenlik tedbirlerini almadığı için sürekli tedirgin, can korkusuyla çalıştıklarını, kendisi işten ayrıldıktan sonra bir işçinin göçük altında kalarak can verdiğini, kendisi ve diğer işçilerin gerekli iş güvenliği ve işçi sağlığı tedbirlerini alması için defalarca işverene müracaat ettiğini, ancak netice alamayınca kendisi ve birkaç arkadaşının haklı ve geçerli sebeple 20.11.2010 tarihinde iş sözleşmelerini fesih ettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının herhangi bir gerekçe bildirmeksizin 15.11.2010 tarihinden itibaren işe gelmemeye başladığını ve bu durumun şirket tarafından 19.11.2010 tarihinde tutulan tutanak ile tespit edilerek mazeret bildirmeksizin işe gelmemesi sebebiyle 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/2-g. bendi gereğince haklı sebeple iş sözleşmesinin fesih edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini feshetmekte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshi uyuşmazlık konusudur. Somut olayda, davacının 30.08.2006-20.11.2010 tarihleri arasında davalı iş yerinde yer altı lağım ustası işçisi olarak çalıştığı anlaşılmıştır. Davacı, işveren gerekli güvenlik tedbirlerini almadığı için sürekli tedirgin, can korkusuyla çalıştıklarını, kendisi işten ayrıldıktan sonra bir işçinin göçük altında kalarak can verdiğini, kendisi ve diğer işçilerin gerekli iş güvenliği ve işçi sağlığı tedbirlerini alması için defalarca işverene müracaat ettiğini, ancak netice alamayınca kendisi ve birkaç arkadaşının haklı ve geçerli sebeple 20.11.2010 tarihinde iş sözleşmelerini fesih ettiğini iddia etmiş; davalı ise davacının herhangi bir gerekçe bildirmeksizin 15.11.2010 tarihinden itibaren işe gelmemeye başladığını ve bu durumun şirket tarafından 19.11.2010 tarihinde tutulan tutanak ile tespit edilerek mazeret bildirmeksizin işe gelmemesi sebebiyle 4857 sayılı Kanun'un 25/2-g. bendi gereğince haklı sebeple iş sözleşmesinin feshedildiğini savunmuştur.Dosya içeriğine göre, davacının haklı bir mazereti olmadan devamsızlık yaptığı, bu durumun tutanak ile tespit edildiği, tutanak tanığının duruşmada dinlendiği ve tutanak içeriğinin doğrulandığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca iş sözleşmesi davalı işveren tarafından haklı sebeple feshedildiğinden kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle kıdem tazminatı talebinin kabul edilmesi doğru görülmemiştir. Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 25.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.