Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11441 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 36454 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA: Davacı, ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili ile asgari geçim indirimi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davacı ve davalılaravukatları tarafından temyiz edilmiş ve davacı ve davalılar . avukatları tarafından duruşma talep edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkili işçinin davalı alt işverenler.'nin oluşturduğu adi ortaklığın işçisi olarak, davalı asıl işverenler.'nin oluşturduğu adi ortaklığa ait iş yerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili ve davalılar . vekilleri temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Somut uyuşmazlıkta, davacının.'nin işçisi olarak, 'ye ait işyerinde çalıştığı; 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca, davalılar Şti.'nin alt işveren olduğu, davalılar.'nin ise asıl işveren olduğu anlaşılmaktadır. Esasen davacının iddiası da bu yöndedir. Bu halde, mahkemece, karar gerekçesinde, davalılar arasındaki ilişkinin ortak işçi çalıştırma şeklinde ifade edilmesi hatalı olmuştur.3-İşçinin kıdemi, mesleği, iş yerinde fiilen yaptığı iş ve iş yerinin özellikleri nazara alınarak, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, davacının günlük yevmiyesinin net 70,00 TL olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Mahkemece, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeyle, aylık ücret miktarının yazılı şekilde kabul edilmesi hatalıdır.4-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının haftalık otuzbeş saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş ise de, dosya içeriği, şahit beyanları, yapılan işin niteliği, çalışma düzeni ve ara dinlenmeler dikkate alındığında, davacının haftalık onsekiz saat fazla çalışma yaptığının kabulü gerekmektedir. Bu husus nazara alınarak fazla çalışma ücreti alacağının miktarı yeniden hesaplanmalı ve yüzde otuz oranından az olmamak kaydıyla takdiri indirim uygulanarak hüküm altına alınmalıdır.5-5615 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 2. maddesiyle, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mülga 32. maddesi başlığıyla birlikte yeniden düzenlenerek, asgari geçim indirimi uygulamasına geçilmiştir. Anılan düzenleme, 01.01.2008 tarihinden itibaren elde edilecek gelirlere uygulanmak üzere 04.04.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.Düzenlenen bilirkişi raporunda, davacının şahsi durumu değerlendirilerek, davacıya ödenmesi gerekli asgari geçim indirimi tutarları hesaplanmıştır. Mahkemece, dava konusu asgari geçim indirimi alacağına yönelik talep, dinlenen şahitlerin asgari geçim indirimi hakkında beyanda bulunmamaları, iş yeri kayıtlarından asgari geçim indirimi ödenmesi şeklinde bir uygulamanın bulunduğunun anlaşılmaması gerekçesiyle reddedilmiş ise de, söz konusu talebin dayanağının yukarıda bahsi geçen kanuni düzenleme olduğunun nazara alınmaması hatalı olmuştur.Anılan sebeple, dosyaya sunulan bir kısım imzasız ücret bordrolarında yer alan asgari geçim indirimi tahakkuklarının banka aracılığıyla ödenip ödenmediği de araştırılarak bilirkişi raporunda yer alan hesaplama denetlenmeli ve neticeye göre sonuca gidilmelidir. 6-Mahkemece, hüküm altına alınan alacakların ıslah edilen tutarları yönünden işleyecek faizin başlangıç tarihinin belirlenmesinde, dosyaya sunulmuş temerrüd ihtarnamesinin nazara alınmaması bir diğer hatalı yöndür.Islah dilekçesinde, temerrüd tarihinin 11.04.2013 tarihi olduğu belirtilerek, ıslah edilen tutarlara 11.04.2013 tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiştir.Davacı taraf, davalılara karşı keşide ettiği ihtarnamesinde yazılı işçilik alacaklarının bir gün içinde ödenmesini ihtar etmiştir. İhtarname, davalılara dava tarihinden sonra tebliğ edilmiştir. Ödeme için bir günlük süre verildiği de nazara alındığında, her bir alacak için ihtarnamede talep edilen tutarlarla sınırlı olmak üzere, tebliği takip eden gün ( her bir davalı yönünden ayrı ayrı) temerrüd gerçekleşmiştir. Mahkemece, bozma sonrası tesis edilecek hükümde, ıslah edilen tutarlar yönünden faiz başlangıç tarihinin belirlenmesinde, açıklanan hususlar nazara alınarak ( taleple de bağlı kalınarak) sonuca gidilmelidir.Yukarıda yazılı sebeplerden, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.