MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, resmi tatil ücreti, hafta tatili ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, müvekkilinin 01.05.2000 tarihinde ... Devlet Hastanesinin temizlik işlerini yapan davalı firmada çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği 31.08.2009 tarihine kadar çalıştığını, davacının asgari ücretle çalıştığını, davalı işyerinin birkaç isim değiştirdiğini, davalı ... Bakanlığının asıl işveren olduğunu, davacının devamsızlık yapmasının sözkonusu olmadığını, müvekkilinin fazla mesai alacaklarının ödenmediğini, resmi bayramlar ve dini bayramlarda çalışması karşılında ücretlerinin bir kısmının ödendiğini, müvekkilinin 07:00-17:00 saatleri arasında çalıştığını, cumartesi günleride aynı şekilde çalıştığını, hafta tatillerinde de çalıştığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma alacağı, resmi tatil alacağı ve hafta tatili alacağının davalıdan tahsili talep etmiştir.Davalı ... vekili, davacının davalı şirkette 01.01.2005 tarihinde belirli iş sözleşmesi ile çalışmaya başladığını, her yıl yenilenen belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını, 2009 yılı Ağustos ayında davacının yıllık izin sonrası işe gelmediğini, bu sebeple iş sözleşmesinin feshedildiğini, işyerinde vardiya usulü çalışıldığını, resmi tatil ve hafta tatili çalışmalarının ödendiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının ödendiğini, şirketi ibra ettiğini bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir Davalı ... vekili, asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunmadığını, müvekkili kuruma husumet yöneltilemeyeceğini, davalı şirketi hizmetin karşılığının ödendiğini, işçilerin alacaklarından ...nın sorumlu olacağına dair sözleşmede hüküm bulunmadığını, davacının iş sözleşmesinin devamsızlığı nedeniyle haklı nedenle feshedildiğini, davacının ibraname ile alacağının bulunmadığını bildirdiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, dava konusu olayda asıl işverenin ... olup ...'na bağlı ... Devlet Hastanesi'nin temizlik işlerini birer yıllık sürelerle ihale ile alan temizlik şirketlerinin ise alt işveren olduklarını, ihale süresinin bitiminden sonra işi yine ihale yolu ile alan diğer şirket arasındaki ilişkinin işyeri devri niteliğinde olup, işverenler değiştiği halde davacı işçi kesintisiz olarak çalışmasını sürdürdüğünden hizmette devamlılık unsurunun gerçekleştiğini, davalının davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini ispatlaması gerekip, davalı işverenliğin davacının iş sözleşmesinin 2009 yılı Ağustos ayında yıllık izne ayrıldıktan sonra 29-30-31.08.2009 tarihlerinde izinsiz ve mazeretsiz olarak davacının işe gelmediğini, yani devamsızlığını usulünce ispatlayamadığı, her ne kadar davalı şirket tarafından dava konusu alacaklarının davacıya ödendiği ve kendisinden ibraname alındığı savunulmuşsa da, söz konusu 15.09.2009 tarihli ibranamenin incelenmesinde matbu olarak düzenlenmiş ve boşluklarının sonradan doldurulmuş olduğu gibi, bu ibranamenin davalının savunması ile de çeliştiği, davalı tarafça davacının iş sözleşmesinin devamsızlığından dolayı haklı nedenle feshedildiği savunulurken, haklı nedenle fesih durumunda davacının kıdem, ihbar tazminatına hak kazanamayacağı, buna rağmen davacıya kıdem, ihbar tazminatı ödemesinin savunma ile çeliştiğinden, bu ibranameye itibar edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Somut uyuşmazlıkta, davalıya ait işyerinde üç vardiya halinde çalışma yapıldığı ve vardiyalardaki çalışma süresinin sekiz saat olduğu toplanan deliller ve tanık anlatımlarından anlaşılmaktadır. Sekiz saatlik vardiyalı çalışmada Yargıtay uygulamasına göre doğal gereksinimlerin karşılanması için yarım saat ara dinlenmesi yapıldığı ve vardiyadaki çalışma süresinin yedibuçuk saat olduğu kabul edilmektedir. Buna göre davacı işçi üç vardiyalı sistemde fazla mesai yapılmasını gerektiren durumu kanıtlamış değildir. Bu nedenle fazla mesai isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken fazla çalışma süresine hükmedilmesi hatalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 28.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.