Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1123 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21041 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin davalı işverence herhangi bir haklı sebep olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta taili ücreti, yıllık izin ücreti, ulasal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı vekili, iş sözleşmesinin devamsızlık sebebiyle haklı sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar süresi içinde davalı vekili tarafınadn temyiz edilmiştir.1-Anayasanın 141. maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan Anayasal ve kanuni düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca kanuni unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir.Somut olayda; çalışma süresinde maddi hata yapıldığı alınan 20.03.2013 tarihli ek bilirkişi raporunda belirtilmiş, ancak mahkemece ek rapor tespitine göre hizmet süresi alınmasına rahmen kıdem tazminatının ilk alınan 06.07/2012 tarihli rapora göre hükmedilmesi karar verilerek gerekçe ile aykırılık yaratılmıştır.Karar gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunduğundan karar bozulmamalıdır. 2-Uyuşmazlık iş sözleşmesinin işveren tarafından feshinin haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Dosya kapsamından davacının devamsızlık sebebiyle iş sözleşmesi feshedildiği anlaşılmıştır. Mahkemece devamsızlığın süreklilik gösterdiği ve devam ettiği sürece iş sözleşmesinin işverence haklı sebeple feshedilebileceği hususu göz ardı edilmesi hatalı olup, kıdem ve ihbar tazminatı isteğinin reddine karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.3-Kabule göre de, işçinin iş sözleşmesinin askıda olduğu süreler de, kıdem süresinden sayılmamalıdır. İşçinin ücretsiz izinde geçen süreler kıdem tazminatına esas süre bakımından dikkate alınmaz. Davacı işçinin ücretsiz izin aldığı dosya kapsamından sabittir. Söz konusu süreler kıdemden sayılarak yapılan kıdem tazminatı hesabı ve fazla çalışma ücreti hesabı hatalı olmuştur. Söz konusu süreler dışlanarak fazla çalışma ücreti ve kıdem tazminatı alacağın tespiti gerekmektedir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 26.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.