Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1111 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 15294 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Batman İş MahkemesiTARİHİ: 13/09/2011NUMARASI: 2010/270-2011/652Davacı vekili, müvekkilinin 21855824 sigorta sicil numarası davalı Batman Belediye Başkanlığı yanında çalışmaya başladığını, 3417 sayılı yasa uyarınca maaşından her ay tasarrufu teşvik kesintisi yapıldığını, kesintiler ile işveren katkısı ve devlet katkısının bankaya yatırılarak nemalandırılmadığını, ödenmesi gereken tasarruf teşvik kesintisi ve bunlara eklenen işveren ve devlet katkısı ile bunların nemalarını alamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak ödenmeyen 200,00 TL tasarrufu teşvik primi ve nemalarının davalı Batman Belediye Başkanlığından tahsiline mahkeme masraf ve ücreti vekaletinde davalı üzerinde bırakılmasına talep ve dava etmiştir. 25/03/2011 havale tarihli dilekçesi ile davasını bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah etmiştir.Davalı Batman belediye başkanlığı vekili; sorumluluğun Hazine Müsteşarlığı'na ait olduğunu bu nedenle husumet yöneltilemeyeceğini, idare mahkemelerinin görevli olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının tasarrufu teşvik kesintisi ve işveren ve devlet katkısı asıl alacağını aldığını, nemaya ilişkin haklarını saklı tutmadığından nemayı talep edemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece davalı belediyece tasarrufu teşfik kesintilerinin davacı adına Ziraat Bankasına hesap açılarak yatırılmadığı, davalı belediye ile SGK arasında 5393 sayılı Kanun'un 5. maddesi kapsamında tasarrufu teşvik ve nema alacaklarının tahsili konusunda bir uzlaşma olmadığı, davalı belediyece tasarrufu teşvik kesintilerine ilişkin SGK'na bir ödeme bulunmadığı, davalı olan Batman Belediye Başkanlığının söz konusu davaya konu alacaktan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, 3.395.52 TL Tasarruf Teşvik Kesintisi ile Nema Alacağının Belediye Başkanlığına müracaat, temerrüt tarihi olan 06.11.2008 tarihi itibari ile işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Belediye Başkanlığından alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.4853 sayılı Kanun'un 5. maddesinde, “Hak sahiplerinin aylık veya ücretlerinden yapılan tasarruf kesintileri ve Devlet veya ilgili işverenin katkılarına ait bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kalan nema, aylık olarak, Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan bir önceki aya göre Tüketici Fiyatları Genel İndeksi değişim oranında ve ilave olarak yıllık yüzde beş oranında değerlendirilir” şeklinde kurala yer verilerek tasfiyeye dair değerleme ölçüleri belirlenmiştir. Ayrıca aynı kanunun 6. maddesinde “Hak sahiplerine anapara tutarları 2003 yılı Nisan ayında defaten ödenir. 5. madde uyarınca değerlendirilen tutar Mart, Haziran, Eylül ve Aralık aylarında olmak üzere 2004 yılında dört taksit, 2005 yılında dört taksit ve Mart ve Haziran aylarında olmak üzere 2006 yılında iki taksit olarak toplam on taksitte ödenir….” hükmü getirilmiştir. 5. madde kapsamındaki değerlemenin Haziran 2006 tarihinden sonra devam edeceğine ilişkin bir yasal düzenleme ve hukuki gerekçe yoktur. Somut olayda, Mahkemece, değerlemenin 2006 Haziran sonrası temerrüd tarihine kadar devam ettirilmesi isabetsizdir. Davalı hakkında anapara katılmaksızın Haziran 2006 tarihindeki değerleme belirlenerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanlış değerlendirme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.