Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10500 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26792 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, Ocak 1998 ile Mart 2009 tarihleri arasında davalı işveren işyerinde sekiz yıl boyunca pazarlama satış elemanı ve tahsildar olarak çalıştığını, 2008 yılı sonunda net 700,00 TL ücret almakta iken 2009 yılı başında bunun düşürüldüğünü ve primlerinin de ödenmemeye başlandığını, sosyal güvenlik destek priminin de ödenmediğini öğrendiğini, bunun üzerine işten ayrılmak zorunda kaldığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, fazla çalışma ve genel tatil alacaklarını istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacı ile aralarında bir işçi işveren ilişkisi olmadığını, davacının çalışmayı ispatlaması gerektiğini, 1998-2009 yılları arasında 11 yıl olmasına rağmen 8 yıl çalıştığını belirten davacının ara ara işten ayrılıp başka yerde çalıştığını da dolaylı olarak kabul ettiğini, davacının pazarlama elemanı olarak çalışmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, davanın reddine kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davacı temyiz etmiştir.Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Davacının hizmet süresi hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Somut olayda; davacı işçi, davalı işveren işyerinde Ocak 1998 ile Mart 2009 tarihleri arasında davalı işveren işyerinde sekiz yıl boyunca pazarlama ve satış elemanı ve tahsildar olarak çalıştığını ileri sürerken; davalı işveren, davacı ile aralarında bir işçi işveren ilişkisi olmadığını, davacının çalışmayı ispatlaması gerektiğini, 1998-2009 yılları arasında 11 yıl olmasına rağmen 8 yıl çalıştığını belirten davacının ara ara işten ayrılıp başka yerde çalıştığını da dolaylı olarak kabul ettiğini savunmuştur. Davacının iddia ettiği dönem yönünden Kuruma bildirim yapılmadığı ve sosyal güvenlik destek primi de ödenmediği anlaşılmaktadır. Davacı 06.02.2009 tarihinde Bölge Çalışma Müdürlüğüne şikayette bulunmuş olup şikayet dilekçesinde; sekiz yıl beş ay fiili çalışması olduğu halde izinlerini kullanamadığını, ücretinden keyfi olarak kesinti yapıldığını, sekiz yıllık izin hakkı ile diğer haklarının tahsilini istediğini belirtmiş ve ücret miktarını 560,00 TL net olarak, hizmet süresini ise 1994-1998 tarihleri arası 5 yıl, 2006-2009 tarihleri arası 3 yıl ve toplamda 8 yıl 5 ay olarak bildirmiştir. 06.03.2009 tarihinde ise şikayetinden vazgeçmiştir. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarından biri, 1994-1995 tarihinden itibaren 14-15 yıl boyunca davalı işveren işyerinde tahsilatçı olarak çalıştığını, davacının kendisinden 2 sene önce ayrıldığını ve birlikte 8-9 sene çalıştıklarını belirtmiş; diğeri de, 1994 yılında 1,5 sene davalı işveren işyerinde tahsilatçı olarak çalıştığını, davacının da aynı işyerinde aynı şekilde çalıştığını, kendisi ayrıldığında davacının çalışmaya devam ettiğini beyan etmiştir. Bir de; davalı işveren işyerinde çalışanların hep daha önce emekli olmuş kişiler olduğu ve sosyal güvenlik destek primlerinin ödenmediği tanıklarca ifade edilmiştir. Davacının davalı işveren işyerinde çalışması bulunup bulunmadığının tespit edilemediği anlaşılmaktadır. Bu sebeple; öncelikle tanıklar yeniden dinlenmeli ve gerekirse işyerinde inceleme yetkisi de verilerek işyeri kayıt ve belgelerinde inceleme yaptırılmalıdır. Davacının Bölge Çalışma Müdürlüğüne verdiği şikayet dilekçesindeki çalışma süresine ilişkin beyanının kendisini bağladığı ve dava dilekçesinde talep ettiği dönem yönünden de taleple başlılık ilkesi de gözetilerek; fasılalı olarak yapılan çalışma süresi açık ve tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Davacının ilk dönem çalışmasının ne şekilde sona erdiği de belirlendikten sonra, sonucuna göre tüm dosya kapsamı yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak karar verilmelidir.3-Davacının davalı işveren işyerinde çalıştığının anlaşılması halinde ise; belirlenen hizmet süresine göre hak kazanıp da işverence kullandırıldığı ispatlanamayan izin alacağı hesaplanıp hüküm altına alınmalıdır.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 17.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.