Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1043 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11534 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde pompacı olarak çalıştığını, çalıştığı dönem içerisindeki fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ödenmediğini belirterek işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.Davalı Cevabının Özeti :Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinde kanuni sınırlar içerisinde fazla mesaiyi yapmayı ve hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma yapmayı kabul ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davacının fazla çalışmasının olduğu kabul edilmiş, ulusal bayram ve genel tatil alacağı ise dava esnasında ödeme yapılması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ve hafta tatillerini ise gece çalışması olduğu d??nemlerde kullandığından dolayı hafta tatili alacağının reddine karar verilmiştir.Temyiz:Karar taraflarca temyiz edilmiştir.Gerekçe:Davacı temyizi açısından:1-Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.4857 sayılı İş Kanunu'nun 46. maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Kanun'un 63. maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46. maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmidört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3. maddesine göre, hafta tatili Pazar günüdür. Bu genel kural mutlak nitelikte olmayıp, hafta tatili izninin Pazar günü dışında da kullandırılması mümkündür.Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.İmzalı ücret bordrolarında hafta tatili ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin hafta tatili alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, hafta tatili çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında hafta tatillerinde çalışmaların yazılı delille kanıtlaması mümkündür. Hafta tatili ücretlerinin tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt yoksa ödenen tutarın dışında hafta tatili çalışması yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerekir.Somut olayda mahkemece davacının gündüz ve gece vardiyasında dönüşümlü olarak çalıştığı ilk dört haftalık çalışma döneminde 2 hafta 7 gün gündüz çalıştıkları, diğer 2 haftada ise gece 3 ve 4 gün çalışıp 4 haftalık sürede 7 gün çalışmadığı, ikinci dört haftalık dönemde ise sadece 1 hafta gündüz 7 gün çalışıp 2 hafta 3 gün 1 haftada 4 gün gece çalışması yaptıkları ve 11 gün çalışmadıkları, takip eden sonraki 4 haftalık süre de ise 1 hafta gündüz 7 gün çalışıp 2 hafta 4 gün, 1 hafta ise 3 gün gece çalışması yapıp 10 gün çalışmadıkları, 12 haftalık sürede 28 gün çalışmadığından hafta tatilinin olmadığına karar verilmiştir. Ancak yukarıda belirtildiği üzere işçinin yedi günlük zaman dilimi içinde yirmi dört saat dinlenme hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle davacının gece çalışması günlerde izinli olduğu günlerin 7 gün aralıksız gündüz çalışması yaptığı dönemlerdeki kullanmadığı haftalık tatiline sayılması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.2-Taraflar arasında olan uyuşmazlık davacı işçinin fazla mesai çalışmalarına ilişin ücretlerinin ödenip ödenmediği yönlerine ilişkindir.Fazla mesai yaptığını ispat yükü işçiye, çalışma olgusunun ispatlanması halinde ücretlerinin ödendiğini ispat yükü ise işverene düşmektedir.Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların tanık beyanlarıyla sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalarda bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Somut olayda davacının, davalı işyerinde pompacı olarak çalıştığı sabittir. Davacı taraf gece vardiyasında 2.5 saat dinlenmenin 2009 Ağustos ayında geldiğini ondan öncesinde ise olmadığını beyan etmiştir. Davacı tanıkları da iddiayı teyit eder nitelikte fiili olarak gece vardiyasında 2.5 saat dinlenmenin 2009 yılında başladığını belirtmişlerdir. Davalı taraf ise gece vardiyasında sürekli 2.5 saat dinlenmenin olduğunu belirtmiş, tanıkları da bu hususu doğrulamıştır. Dosya arasında bulunan aylık vardiya programlarında 2009/11, 2010/01, 2011/01 dönemlerinde gece istirahatı gösterilmiş ancak 2008/09 ayına ilişkin programda ise gece dinlenmesi gösterilmemiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacının tüm çalışma dönemi boyunca gece vardiyasında 2.5 saat dinlenme yaparak çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Hal böyle olunca davacı taraf gerek kendi tanıkları ile gerekse dosya arasına alınan vardiya programlarından anlaşılacağı üzere, gerekse de gece vardiyasında çalışan Halil Kaçar’ın 06.05.2009 tarihinde 02.43 saatinde uyuması nedeniyle aldığı uyarı cezasıyla 2009 yılı Ağustos ayı öncesi gece vardiyasında 2.5 saatlik dinlenmenin olmadığını ispatlamıştır. Bu nedenle fazla mesai alacağında 2009 yılı Ağustos ayı öncesi gece vardiyasında 2.5 saatlik dinlenmenin olmadığı kabul edilmeli sadece 14 saatlik çalışma saati dikkate alınarak 2 saatlik normal ara dinlenme süresi çalışmadan indirilmeli, 2009 yılı Ağustos ayından sonra ise 2.5 saatlik gece dinlenmesinin olduğu kabul edildiğinden çalışma süresinden indirilerek fazla çalışma alacağının hesaplanması gerekir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile hüküm verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Davalı temyizi açısından:1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla mesai ücret alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.Taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesine göre, davacının ücretine fazla mesai ücretinin de dahil olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının bir yılda yaptığı 270 saatlik fazla çalışma ücrete dahil olduğundan, davacı ancak bu süreyi aşan çalışmanın karşılığını talep edebilecektir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yön gözetilmeden hesaplama yapılması hatalı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.