MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, ...Hastanesi işyerinde dava dışı alt işverenler nezdinde çalıştığını, asgari ücretin % 170 fazlası oranında ücret almakta iken ücretinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 62. maddesine aykırı şekilde düşürüldüğünü ve asgari ücretin %80'i oranında ödenmeye başlandığını ileri sürerek, ücretinin düşürüldüğü tarihten dava tarihine kadar geçen süre için fark ücret alacağını istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, husumet itirazında bulunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı temyiz etmiştir.Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-İşçinin ücretinin düşürülüp düşürülmediği ve düşürülmüşse aradaki fark ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.4857 sayılı Kanun'un "Çalışma Koşullarında Değişiklik ve İş Sözleşmesinin Feshi" başlıklı 22. maddesinde iş yeri şartlarında yapılacak esaslı değişikliklerin yapılabilme şartları düzenlenmiştir.4857 sayılı Kanun'un 22. maddesinde: “İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma şartlarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir sebebe dayandığını veya fesih için başka bir geçerli sebebinin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17. ila 21. madde hükümlerine göre dava açabilir. Taraflar aralarında anlaşarak çalışma şartları her zaman değiştirebilir. Çalışma şartlarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz.” hükmünü içermektedir.4857 sayılı Kanun'un 22. maddesinin birinci fıkrasının asıl konuluş amacı işverenin tek taraflı değişiklik işlemlerine karşı işçiyi korumak; işçinin isteği dışında işini, iş yerini ve diğer çalışma şartlarını değiştirecek işveren davranışlarına engel olmaktır. Öte yandan 4857 sayılı Kanun'un 62. maddesinde, her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin kanuni olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen kanuni bir yükümlülüğün yerine getirilmesi sebebiyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamayacağı belirtilmiştir. 4857 sayılı Kanun'un 62. maddesinde düzenlenen ücretlerde indirim yapılamayacağı yasağı, işverenin tek taraflı indirim yapamaması ile ilgilidir. Taraflar karşılıklı anlaşarak ve ileriye dönük her zaman asgari ücretin altına inmemek şartıyla ücrette indirim yapabilirler. Zira iş yerinin ekonomik şartları bunu zorunlu kılabilir ve işçi işsiz kalmamak için bunu kabul edebilir.Somut olayda, davalı Üniversiteye bağlı hastanede alt işveren nezdinde çalışan davacı işçi, ücretinin 2012 yılı Nisan ayında haberi olmadan düşürüldüğünü belirterek eksik ödenen ücret farkını istemiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının ücretinde azalma olduğundan; davacıya ait 2012 yılı iş sözleşmesi olmasına rağmen sözleşmede ücrete ilişkin bir hüküm bulunmadığından mahkemece fark ücretin kabulüne karar verilmesi isabetlidir. Ancak Hükme esas alındığı belirtilen bilirkişi raporunda brüt olarak hesaplanan alacağın, mahkemece nete çevrilerek hüküm altına alındığı, ancak nete çevirme işleminin denetlenemediği anlaşılmaktadır. Anılan sebepten ötürü mahkemece denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak hesaplanan brüt tutardan yapılan kesintilerin açıkça gösterilmesi ve nete çevirme işleminin denetime elverişli olması gerekmektedir. Belirtilen yön gözetilmeden verilen karar bozmayı gerektirmiştir.3-Kabule göre de; davalı Üniversitenin 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 56/b maddesi delaletiyle Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu düşünülmeden davalı Üniversite aleyhine harca hükmedilmesi de isabetli olmamıştır.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 07.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.