MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA: Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı neden olmadan feshedildiğini belirterek kıdem ihbar tazminatı ile birkısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Mahkemece, bilirkişi hesaplaması doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve bu Kanun'un uygulanması için çıkarılan Tüzük hükümleri tamamen şeklidir ve titizlikle uygulanması gerekir. Bir davada yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını hâkim kendiliğinden denetlemelidir. Davanın taraflarının, usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur. Dosya içeriğine göre, davalı tarafa dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliği için çıkartılan davetiye... adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebliğ edilmiştir. Davalı vekili eksik bildirilen adreste yapılan tebliğin usulsüz olduğunu, tebligatta yazan... isimli şahsın komşuları olmadığını, bu nedenle davadan ancak beş celse sonra haberdar olduklarını, şahit ve delil bildirme, davacı şahitlerine soru sorma hakkı tanınmadığını savunmuştur.Mahkemece yapılan araştırma üzerine ticaret sicil memurluğundan davalının tebligata yarar merkez ve şube adresi gönderilmiştir. Dava dilekçesinde bildirilen adres tebliğ yapmaya elverişli olmayıp yapılan tebliğinin usulüne uygun olduğu kabul edilemez. Bu durumda, dava .dilekçesi davalı tarafa usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek savunma ve delillerini bildirme hakkı tanınmalıdır. Yazılı şekilde savunma hakkı kısıtlanarak karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerekmiştir. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.03.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.