Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10100 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 30568 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA: Davacı, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkilinin, davalıya karşı açtığı işe iade davası sonucunda verilen işe iade kararının Yargıtay'dan geçerek onandığını ve süresinde işverene başvuruda bulunduğunu ancak davalı tarafından işe başlatılmadığını ileri sürerek, davalı aleyhine boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacının davalı işyerinde fiilen çalışmaya başladığı ve doktor ziyaretlerinde bulunduğu yönünde kabul beyanları ve tanık beyanları kaşısında işe başlatmama tazminatı talep hakkının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.Davalı işverenin davacıyı eski işine başlatmak isteyip istemediği ve buna göre işe başlatma isteğinde samimi olup olmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Somut olayda; davacının davalı Belediyede alt işveren işçisi gösterilip, bu şekilde çalışırken iş sözleşmesinin işverence feshedildiği, bunun üzerine davacının işe iade davası açtığı ve mahkemece davalı ile alt işveren arasında muvazaalı bir alt işverenlik ilişkisi olduğu tespit edilerek davacının davalı nezdinde işe iadesine karar verildiği anlaşılmaktadır.Davacı vekili, müvekkiline davalı şirket tarafından yapılan işe davet yazısına istinaden çalıştığı işyerinden ayrıldığını, davalı şirket çalışanı olarak doktor ve eczanalerde tanıtım yapmaya başladığını ancak davalı tarafından gerekli olan meteryallerin temin edilmediğini, çalışmaya başladıktan bir hafta sonra sigorta bildiriminin yapılmadığını bunun üzerine şirket yetkilisi ile yaptığı görüşmede davacıya işe başlatılmayacağının bildirildiğini belirtmiş, davalı vekili ise, davacının işe davet edildiğini ancak şirket yetkilileri ile irtibata geçmediğini işe başlamadığını savunmuştur. Davacı tanığı Ayşıl Kalkan, davacının, davalı işverenin işe davet etmesi üzerine çalıştığı işyerinden ayrıldığını, mart-nisan ayı gibi davacı ile yaptığı telefon görüşmesinde davacının nişantaşı bölgesinde doktor ve eczane ziyaretlerini yaptığını broşürünün ve arabasının olmadığını garip bir çalışma yaptığını söylediğini tekrar konuştuğunda ise davalı şirketin kendisini işe başlatmadığından ortada kaldığını söylediğini belirtmiştir. Davacı tanığı Gonca Çavlar ise, davacının, davalı işverenin işe davet etmesi üzerine çalıştığı işyerinden ayrıldığını, davalı şirkette çalışmaya başladığını, davacı ile yaptığı telefon görüşmesinde arabasının, kartının, broşürünün yani davalıyı temsil ettiğine dair hiçbir belgeye sahip olmadığını, firmayla görüştüğünde kendisiyle çalışmaktan vazgeçtiklerini söylediğini beyan etmiştir. Dosya kapsamı ve tanık anlatımlarına göre davacının, davalı işverenin işe davet etmesi ile birlikte eski çalıştığı işyerinden ayrıldığı, işyerine işe başlamak üzere gitmesine rağmen davalı işveren tarafından işe başlatılmadığı tespit edilmiştir. Bu itibarla davacının davalı tarafından işe başlatılmadığı kabul edilerek, taleplerinin değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.