MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Mahkumiyet Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;1-5237 sayılı TCK'nun 43. maddesine göre "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı, somut olayda suça konu motorlu araç trafik belgesi ile plaka hologramının sanıktan aynı anda ele geçirildiği, motorlu araç trafik belgesi üzerindeki sahte mühür ve muayene işlemlerinin ise farklı tarihlerde düzenlendiklerine dair de delil bulunmadığı cihetle; zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı, sanığın eyleminin bütün halinde 5237 sayılı TCK'nun 204/1. maddesinde düzenlenen tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı ancak belge sayısı ve çeşitliliğinin TCK'nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde nazara alınması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, yasaya aykırı,2-5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.11.2016 günü oybirliğiyle karar verildi.