Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5335 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7009 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Resmi belgede sahtecilik, yalan tanıklık ve iftiraHÜKÜM : BeraatGerekçeli karar başlığında 07.12.2007 olarak yanlış yazılan suç tarihinin, sanık ... hakkında yalan tanıklık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından açılan dava bakımından sanığın ............ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/373 esas sayılı dosyasında tanıklık yapıp imza örneklerinin alındığı 24.05.2005 tarihi; sanıklar ... ile ... hakkında iftira suçundan açılan kamu davası bakımından ise iftira suçunu oluşturduğu iddia edilen dilekçelerin ............ 2. Ağır Ceza Mahkemesine sunulduğu 05.06.2006 tarihi olarak mahallinde düzeltilmesi ve ............ Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/10735 esas sayılı iddianamesi ile sanık ... hakkında iftira suçundan açılan dava ile ilgili zamanaşımı süresi içinde mahallinde bir karar verilmesi mümkün görülmüş; dosya kapsamı nazara alındığında, mahkemenin sanık ...'in iftira suçundan beraatine ilişkin hükmünde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bu yönden bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.I-Katılan vekilinin sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik; sanık ... hakkında iftira suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Elde edilen delillerin hükümlülüklerine yeter nitelik ve derecede bulunmadığı mahkemece dosya içeriğine uygun olarak gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin ONANMASINA,II-Katılan vekilinin sanık ... hakkında yalan tanıklık suçundan kurulan beraat hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “yalan tanıklık'' suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırları itibariyle tabi olduğu, suç tarihlerinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK 'nın 102/4, 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasa'nın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK 'nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 16.06.2016 günü oybirliğiyle karar verildi.