MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Mahkumiyet1-)Sanık hakkında, alacaklısı kendisi, borçlusu ..., düzenleme tarihi 29.03.2002, ödeme tarihi 30/03/2008 olan 440.000 USD bedelli sahte olarak düzenlenmiş senedi kullanarak resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın, senedi alacağına karşılık babası ...’in bizzat yanında imzalayarak kendisine verdiğini savunması, 07.02.2011 tarihli ekspertiz raporunda suça konu senetteki keşideci imzalarının ...’in eli ürünü olmadığının belirtilmesi, sanık müdafii ve katılan ... vekilinin Denizli 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2010/897 Esas sayılı dosyasındaki 13.06.2011 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nca düzenlenen raporda senetteki borçlu imzalarının ...’in eli ürünü olduğunun tespit edildiğini beyan etmeleri ve sanık müdafiinin temyiz dilekçesi ekinde anılan rapor örneğini ibraz etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve suç unsurlarının tespiti bakımından, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu cihetle, öncelikle senet aslının getirtilerek duruşmada incelenip özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan ve denetime olanak verecek şekilde dosyada bulundurulduktan sonra iğfal kabiliyeti yönünden inceleme yapılması, iğfal kabiliyetinin bulunduğunun anla??ılması halinde, Denizli 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2010/897 Esas sayılı dosyasının aslı veya onaylı bir örneğinin dosya içine alınması, sanığın duruşmada usulünce teşhise yeter oranda imza ve yazı örnekleri alınıp, sanık ve ...’in, suç tarihi öncesine ait tatbike medar imza ve yazı örneklerini içerir belge asıllarının temin edilip suça konu senet aslının ön yüzündeki tüm yazı, rakam ve imzaların kimin eli ürünü olduğunun tespiti açısından uzman bilirkişi kurulundan yeniden rapor aldırılıp raporlar arasındaki çelişkiler giderildikten sonra raporları dosya kapsamına göre değerlendirme görev ve yetkisinin de hakime ait olduğu gözetilerek toplanan tüm deliller bir bütün halinde değerlendirilip sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı,2-) Kabul ve uygulamaya göre ise;T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK’nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı yasa ile değişik 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.