Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3509 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6999 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSuç : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanHÜKÜM : MahkumiyetI- Üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;Üst Cumhuriyet savcısının, 05.10.2011 tarihinde tefhim edilen hükmü karar tarihinde yürürlükte bulunan 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 310. maddesinde belirlenen bir aylık yasal süresinden sonra 14.11.2011 havale tarihli dilekçe ile temyiz ettiği anlaşıldığından temyiz isteminin aynı Yasanın 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE, II- O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarına gelince;Resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp da kamu görevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için, kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak sorması durumunda, kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması veya kimlik ve adresle ilgili bilgi vermekten kaçınılması halinde Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesi uyarınca idari para cezası verileceği cihetle; olay tarihinde kolluk görevlilerince şüphe üzerine durdurulan araçta bulunan sanığın, yanında kimliğinin olmadığını beyan edip kendisini .... oğlu ..... olarak tanıttığı, ancak buna ilişkin herhangi bir tutanak tutulmadan aracın torpidosu üzerinde cam kenarında sanığa ait nüfus cüzdanının polis memurlarınca görülmesi üzerine sanığın gerçek kimlik bilgilerini söylediği olayda, eyleminin Kabahatler Kanunu’nun 40/1. madde ve fıkrasına uygun bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçundan hüküm kurulması,Yasaya aykırı, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak sanığın lehine bulunan ve eylemine uyan 5326 sayılı Yasanın 40/1. maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 20/2-c. maddesinde yazılı soruşturma zamanaşımının eylemin gerçekleştiği 19.04.2010 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK'nun 322 ve Kabahatler Kanunu'nun 24. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan Kabahatler Kanunu'nun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 19.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.