Tebliğname No : 11 - 2012/188187 MAHKEMESİ : Mersin 5. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 07/03/2011NUMARASI : 2008/243 (E) ve 2011/153 (K)Suç : Resmi belgede sahtecilikYokluğunda verilen hükmün, sanığa Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebliğ edilmesi işlemi, tebligat parçasından en yakın komşusuna haber verilip verilmediğinin anlaşılamaması nedeniyle usulsüz olduğu gibi, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 20.02.2007 gün, 46/39 ve 29.05.2007 gün, 114/113 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, 5271 sayılı CMK.nun 232. maddesinin 6. fıkrası uyarınca, hüküm fıkrasında kanun yollarına başvurma olanağı bulunup bulunmadığı, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesinin gerektiği, aynı Kanunun 34. maddesinin 2. fıkrasında da, kararlarda başvurulabilecek kanun yolu, süresi, süre başlangıcı, mercii ve şekillerinin gösterilmesinin zorunlu olduğu, yerel mahkeme kararında ise, kanun yoluna başvuru süresinin başlangıç tarihinin yokluğunda karar verilen sanık yönünden açıkça gösterilmediği cihetle; öğrenme üzerine sanık müdafinin 13.03.2012 havale tarihli dilekçe ile eski hale getirme talebini de içeren temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; 1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı, 19.04.2005 gün ve 221-38 sayılı kararlarında ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere, belgede sahtecilik suçlarında mağdurun rızası hukuka uygunluk nedeni sayılmaz ise de failde belgede sahtekarlıkta bulunmak kastına etki yapabileceği cihetle, sanığın,....................Nak.Paz.San.Ltd.Şti.nin yetkili temsilcisi olmadığı ve çek keşide etmeye yetkili kılınmadığı halde suça konu çeki şirket adına keşide ederek kullanmak suretiyle yüklenen suçu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; aşamalarda şirketin hisseli ortağı olduğunu, ayrıca şirket adına çek keşide etme hususunda yetkisinin bulunduğuna dair vekaletnamesinin var olduğunu savunması, sanık müdafinin de temyizi ekinde sanığa şirket adına çek keşide etme yönünde yetki veren Mersin 3. Noterliği'ne ait 11151 nolu vekaletnameyi ibraz etmesi ve suç tarihinde şirketi münferiden temsil etmeye yetkili olarak görünen ............'nın beyanlarına başvurulmaması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenebilmesi ve sanığın suç kastının tayini bakımından, öncelikle temyiz aşamasında dosyaya ibraz edilen Mersin 3. Noterliği'ne ait 11151 nolu vekaletnamenin aslına uygun olup olmadığı araştırılıp, uygun olması halinde çek keşide etme yönünde geçerli bir yetkilendirme bulunup bulunmadığı ile verilen yetkinin suç tarihlerini kapsayıp kapsamadığının belirlenmesi, anılan vekaletnamenin geçersiz olması veya suç tarihini kapsamaması hallerinde ise, şirket yetkilisi ..................'nın tanık olarak mahkemeye celbi ile suça konu çeki imzalayıp vermesi hususunda sanığa rıza gösterip göstermediğinin öğrenilmesi, daha önce de sanık tarafından şirkete ait çeklerin katılana veya başkalarına verilip verilmediği, çek karnesini veren bankadan bu yolla keşide edilen çeklerin ödenip ödenmediğinin sorulması, dava konusu çekten dolayı yapılan icra takip dosyası var ise, getirtilip incelenmesi, borca itiraz veya ödeme bulunup bulunmadığının araştırılması ve suça konu belge aslı duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özellikleri tutanağa geçirilip iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı hususu değerlendirilip tartışılarak ve belge aslı denetime elverişli olacak şekilde dosya içine konulmasından sonra, toplanan deliller birlikte değerlendirilip sanığın sahtecilik kastıyla hareket edip etmediği saptanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Kabul ve uygulamaya göre de;a) 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddesi uyarınca suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Yasa ile sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe Yasanın belirlenmesi gerektiği ve temel cezanın alt sınırdan tayini durumunda 765 sayılı TCK'nun 342/1 ve 5237 sayılı TCK'nun 204/1. maddeleri uyarınca hükmolunacak cezalar eşit ise de 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinde düzenlenen hapis cezasına mahkumiyetinin kanuni sonucu olarak uygulanan hak yoksunluğuna ilişkin güvenlik tedbirlerinin 765 sayılı Kanunda bulunmaması nedeniyle, 5237 sayılı TCK ile yapılacak uygulamanın aleyhe olduğu gözetilmeden ve bu konuda uygulamalı karşılaştırma yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması, b) T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 18.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.