Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2911 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 499 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Mühür bozmaHÜKÜM : MahkumiyetYapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;1-)Mühür bozma suçlarında sanık hakkında düzenlenen aynı mühür bozma tutanağından dolayı birden çok dava açılmış ise davanın mükerrer açıldığının kabulünün gerekeceği, ancak aynı sanık hakkında birden çok mühür bozma tutanağı düzenlenmiş ise, hukuki kesinti iddianame tarihi itibariyle oluşacağından, bu tarihten önce düzenlenen birden fazla mühür bozma eylemi varsa zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekeceği, zincirleme suç ilişkisi içindeki eylemlerden bazılarının kesinleşmiş mahkumiyet hükmüne konu olmasının diğer eylemlerin dava konusu yapılmasına engel olmayacağı cihetle; UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede, sanığın suça konu adreste işlediği mühür bozma suçundan mahkumiyetine dair...... Asliye Ceza Mahkemesi'nin ...... tarih ..... Esas, ..... Karar sayılı ilamı bulunduğunun anlaşılması karşısında, mükerrer yargılamaya engel olmak ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tespiti bakımından; sanık hakkında yukarıda belirtilen dava dosyası ve aynı yerle ilgili olarak mühür bozma suçundan açılmış başka davalar bulunup bulunmadığı araştırılıp varsa bu dosyalar da duruşmaya getirtilip incelenerek, derdest olanların mümkünse bu dosya ile birleştirilmesi, aksi takdirde ilgili dosyaların bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örnekleri dosya içerisine alındıktan sonra, suç ve iddianame tarihleri de nazara alınarak zincirleme suç ve mükerrer dava hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması ve zincirleme biçimde işlenmiş tek bir mühür bozma suçunu oluşturduğunun kabulü halinde, sonradan sübutu kabul edilen eylem nedeniyle tayin olunan cezadan kesinleşmiş ise önceki cezanın mahsup edilmesi gerektiği dikkate alınmadan eksik inceleme ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,2-)Kabul ve uygulamaya göre de;a-)Hüküm fıkrasında "sanığın TCK'nun 58/3. maddesi de gözetilmek suretiyle zorunlu olarak 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sabıkalı kişiliği dikkate alınarak TCK'nun 62. maddesi hükümlerinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına, sanığın mükerrir olacak şekilde sabıkalı olması ve suçtan kaynaklanan zararı gidermemesi şartları oluşmadığından ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde yeniden suç işlemeyeceği yönünde mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına” karar verildiği halde, gerekçe kısmında "sanığın taktiren alt sınırdan ve tercihen adli para cezası ile cezalandırılmasına, suçtan sonra ve yargılama aşamasındaki tutum ve davranışları ile suçunu kabul etmesi lehe indirim sebebi olarak kabul edilip hakkında TCK'nın 62/1. maddesi gereğince takdiri indirim hükümlerinin uygulanmasına, sabıkasız olması, kişilik özellikleri ve yargılama aşamasındaki tutum ve davranışları ile kaçak elektrik kullanımı sebebiyle oluşan zararı karşılaması ve talebinin olması göz önüne alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi halinde yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememize olumlu kanaat hasıl olduğundan mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermek gerekmiş” denilerek çelişkiye sebebiyet verilmesi,Yasaya aykırı,b-)T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 29.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.