MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Mühür bozmaHÜKÜM : Mahkumiyet.............. isimli şirkete adına faaliyet gösterilen büronun ruhsatsız olması sebebiyle 17.06.2011 tarihinde mühürlendiği halde 18.01.2012 tarihinde yapılan kontrolde mührün bozularak faaliyete devam edildiği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın şirket yetkilisi olduğunu ancak genellikle şirkete ait ..... adresinde bulunduğunu, mühürlemeden sonradan haberdar olduğunu savunması, mühürleme ve mühür fekki tutanaklarının işyeri ilgilisi ... ...huzurunda düzenlenmesi ve 18.01.2012 tarihli mühür fekki tutanağında anılan kişinin 'çalışmak zorundayım' şeklinde beyanının yer alması karşısında, gerçeğin şüpheye yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, ticaret sicilinden adı geçen şirketin tüm ortak ve yetkililerinin, iş hacmini göstermeye yönelik varsa şube ve faaliyet gösterilen diğer tüm adreslerinin araştırılması, tutanaklarda adı geçen ... ...'in tanık olarak dinlenmesi ve sonucuna göre Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 34, 230 ve 289/1-g maddeleri uyarınca, Yargıtay denetimine olanak sağlayacak biçimde kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın 17.06.2011 tarihli mühürleme işleminden ne suretle haberdar olduğunun tartışılarak açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken, bu ilkelere uyulmadan eksik soruşturma ve gerekçeden yoksun olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 23.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.