MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Mahkumiyet I-Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde:5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, yüklenen suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olup yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta CMUK'nun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE,II-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesine gelince;1-Sanığın, haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanıklar ... ve S... Özdemir ile birlikte hareket ederek Bursa ilinde faaliyet gösteren otomobil bayilerinden yeni araç satın almak ve aynı zamanda da hurda araç indiriminden faydalanmak isteyen alıcılara hurda araç temin ettikleri, bu kapsamda müşteki ...'a ait 34 EEK 96 plaka sayılı 1975 model aracın satışı için müştekinin kimlik bilgileri kullanılarak Beşiktaş 12. Noterliğinde 17.09.2004 tarihinde sahte vakeletname düzenlenmesini sağladıkları, sahte olarak düzenlenen bu vekaletname ile sanıklar ... ve Hakan'ın vekil tayin edildiği, sanık ...'un da bu vekaletnameye istinaden aracı yeni araç alacak olan Erdem Sarı isimli kişiye Bursa 15. Noterliğinde düzenlenen 28.09.2004 tarihli satış sözleşmesi ile aracın devrinin yapılmasını sağladığı, daha sonra bu aracın hurdaya ayrılmış gibi gösterilerek ÖTV indiriminden faydalanılmasının sağlandığı, kayden hurdaya ayrılmış gibi görünen aracı müştekinin kullanmaya devam ettiği, 04.01.2006 tarihinde yapılan trafik denetiminde ortaya çıktığı, bu şekilde sanık ...'ın diğer sanıklar ile birlikte hareket ederek dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddiasıyla kamu davası açıldığı, sanığın savunmasında suçlamayı kabul etmeyerek suça konu belgelerin sahte olduğunu bilmediğini, hurda araç işi ile uğraştığını, çeşitli il ve ilçelerde bu işlerle ilgilenen kişilerle bağlantı kurarak hurda araç temin ettiğini, bu araçları ÖTV indiriminden faydalanmak isteyen bayilere sattığını, bu şekilde yüzlerce araç sattığını, suça konu aracı da Yalova'da ikamet eden trafik işleri ile uğraşan ...'dan aldığını, tüm belgeleri adı geçen sanıktan aldığını, sahte olduğunu bilmediğini ifade etmesi, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanık ...'ın ise beyanında, Yalova'da geçici olarak ÖTV indirimi işi ile uğraştığını, suça konu araca ait vekaletnamenin Başarı Trafik Müşavirliğinin sahibi olan... aracılığı ile ortağı ... Ulu tarafından getirilip sanık ...'a verildiğini, kendisinin de ... ile birlikte gittiğini, ...'ın birkaç adet evrakı ...'a verdiği, ...'un da ...'a para verdiğini, kendisinin sadece... isimli şahsa aracılık ettiğini, para almadığını beyan etmesi, sanık ...'un 09.12.2004 tarihinde bayilerin kendisine geri dönüş yaptığını, yaklaşık 60.000 TL zararının olduğunu belirterek sanık Hakan'dan şikayetçi olduğu, dosyada sanığın onlarca aracın satışına aracılık ettiğine dair vekaletmamelerin bulunması ve bu vekaletnameler ile ilgili herhengi bir sahtecilik iddiasının bulunmaması karşısında, başkaları tarafından gönderildiği sabit olan suça konu vekaletnamenin sahteliği bilinerek kullandığına dair sanığın cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak somut ve inandırıcı bir delilin bulunmadığı gözetilmeksizin atılı suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,2-Kabul ve uygulamaya göre de;Sanığın eyleminin kül halinde suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK.nun 342/2, 80 ve suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nun 204/1-3, 43. maddelerine uygun zincirleme şekilde kanunen “sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgede sahtecilik” suçunu oluşturması nedeniyle, her iki yasanın ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanıp, ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın tespiti yapılarak hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz olmadığından ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 18.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.