MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliğiHÜKÜM : Mahkumiyet1- Olay tarihinde posta memuru olan sanığın, Kadastro Mahkemesi'nin 2009/64-65-66-67-69-70-73-76-82 esas sayılı dava dosyalarına ait gerekçeli kararların katılana tebliğine ilişkin tebligat parçalarına köy azası olan ...'ın yerine imza atmak suretiyle “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın aşamalarda; görevini tebligat kanununda belirtildiği şekilde yaptığını, katılanı evde bulamayınca haber kağıdını kapısına yapıştırıp komşusuna haber verdiğini ve tebligatları köy azası ...'a bıraktığını savunması, ...'ın; il merkezine bağlı ... köyünün ihtiyar heyeti üyesi olduğunu, muhtara ulaşılamadığı zamanlarda köy halkına ait tebligatların genelde kendisine bırakıldığını, olay tarihinde sanığın suça konu tebligatları çalıştığı lokale getirdiğini, bu tebligatları süresinde katılana ulaştıramayacağını düşünerek almaktan imtina ettiğini, buna rağmen sanığın bu tebligatları lokale bırakıp gittiğini, bir süre sonra da katılanın oğlu ...'e haber verdiğini, ancak tebligat parçalarındaki imzaların kendisine ait olmadığını beyan etmesi, ...'ün ise; katılanın oğlu olup köyde ... ismi ile tanındığını, sanığın suça konu tebligatlar konusunda kendisine haber vermediğini, köy lokaline gittiğinden ...'tan bu tebligatları aldığını, davaları takip eden avukata gösterdiğinde ise temyiz sürelerinin geçtiğini söylediğini ifade etmesi ve Ordu Kadastro Mahkemesi'nin 2009/65 ile 2009/67 esas sayılı dosyalarına ilişkin tebligatlarda ... adına atılı bulunan imzaların adı geçenin eli ürünü olmadığının tespit edilmesi karşısında, dosya içeriğinden olay tarihinde posta memuru olan sanığın katılana zarar vermek bilinç ve iradesiyle ve sahtecilik kastıyla hareket ettiğine dair somut delil elde edilemediği, ancak katılan adına çıkarılan tebligatlar konusunda komşusu .......'e haber vermediği halde vermiş gibi göstererek tebligatları köy ihtiyar heyeti üyesi ...'a bırakması şeklinde gerçekleşen eyleminin 5237 sayılı Kanun'un 257. maddesi kapsamında görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgı sonucu yazılı şekilde “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan hüküm kurulması, yasaya aykırı,2- T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.