MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılmasıHÜKÜM : Mahkumiyet1- Suça konu nüfus cüzdanı aslı üzerinde heyetimizce yapılan incelemede, ''nüfus cüzdanı üzerindeki sanık ...'e ait fotoğrafın kenarlarının düzgün kesilmediği ve fotoğraf üzerinde soğuk mühür izinin bulunmadığı" tespit edildiğinden, yüklenen suçun yasal unsurlarının oluşmadığı ve sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,2- Suç tarihinde hırsızlık suçundan yakalanan sanığın kendisini ... olarak tanıttığı ve bu kişi adına düzenlenmiş kendi fotoğrafının bulunduğu nüfus cüzdanını ibraz ettiği, sanığın bu isimle sorgusunun yapılarak tutuklanmasına karar verildiği, bu şekilde mağdurun adına kamu davası açılmasına sebebiyet veren sanığın hükümden önce gerçek kimliğini açıklayarak 5237 sayılı TCK'nun 269/3-a. maddesi kapsamında etkin pişmanlık gösterdiği anlaşılmakla,Etkin pişmanlık nedeniyle yapılan indirimin isabetli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmiştir;5237 sayılı TCK'nun“Adliyeye Karşı Suçlar” bölümünde yer alan "iftira" başlıklı 267. maddesinin 1. fıkrası;“(1) Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır","Etkin pişmanlık" başlıklı 269/3. maddesi ise;'' (3)Etkin pişmanlığın;a) Mağdur hakkında hükümden önce gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisi,b) Mağdurun mahkûmiyetinden sonra gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın yarısı,c) Hükmolunan cezanın infazına başlanması halinde, verilecek cezanın üçte biri,İndirilebilir.'' şeklinde düzenlenmiştir. Bu açıklamalar ışığında, somut olayda mağdur ... hakkında açılan kamu davasında, hüküm verilmeden önce gerçek kimliğini açıklayan sanık hakkında, 269/3-a. maddesi uyarınca indirim yapılırken ceza adaletinin gerçekleşmesi açısından bu oranın en asgari etkin pişmanlığın mahkumiyetten sonra oluşması halini düzenleyen 3. Fıkranın (b) bendinde düzenlenmiş bulunan 1/2 oranından fazla olması gerektiği, aksinin kabulü halinde, 5237 sayılı TCK'nun “Adalet ve Kanun Önünde Eşitlik İlkesi” başlıklı 3. maddesinin gerekçesinde, "Suç işlenmesiyle bozulan toplum düzeninde adaletin sağlanması için suç işleyen kimseye uygulanacak ceza hukuku yaptırımlarının haklı ve ölçülü olması gerekir. Çünkü ancak haklı ve suçun ağırlığıyla orantılı bir yaptırım ile suç işleyen kişinin bu fiilinden pişmanlık duyması sağlanabilir ve yeniden topluma kazandırılması söz konusu olabilir" şeklinde açıklanmış olan ölçülülük ilkesine aykırı davranılmış olunacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde fazla ceza tayin edilmesi,3- T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk ,Bozmayı gerektirmiş olup sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 09.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.