Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2089 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6203 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Başkalarına ait kimlik bilgilerini kullanmaHÜKÜM : Mahkumiyet5237 sayılı TCK'nun 268. maddesinde düzenlenen iftira suçunun oluşabilmesi için, failin işlediği bir suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla kendi kimliğini saklayarak, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması ve onun hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasına neden olması gerektiği cihetle, aracının çalındığını beyan ederek ve amcasının oğlu ...'nın kimlik bilgilerini vererek müracatta bulunması ve polis merkezinde yaptırılan inceleme sonunda sanığın gerçek kimliğinin anlaşılması şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın amcasının oğlu ...'ya herhangi bir suç isnadında bulunmaması ya da suç işlerken yakalanmaması nedeniyle iftira suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı; kamu görevlisinin görevi nedeniyle resmi belge düzenlediği sırada kimliği hakkında yalan beyanda bulunulması halinde TCK’nun 206. maddesinin uygulanacağı, resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp da kamu görevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için, kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak sorması durumunda, kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması veya kimlik ve adresle ilgili bilgi vermekten kaçınılması halinde Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesi uyarınca idari para cezası verileceği cihetle sanığın aracının çalınması nedeniyle şikayet için müracatta bulunduğu sırada kendisini ... ismi ile tanıttığı, ancak herhangi bir tutanak düzenlenmeden önce, gerçek kimliğinin tespit edildiği ve tutanağın gerçek kimlik bilgilerine göre tanzim edildiği anlaşılmakla, eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasına uygun bulunduğu, müsnet suçun da unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak sanığın lehine bulunan ve eylemine uyan 5326 sayılı Yasanın 40/1. maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 20/2-d maddesinde yazılı soruşturma zamanaşımının eylemin gerçekleştiği 28.02.2008 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK.nun 322 ve Kabahatler Kanununun 24. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan Kabahatler Kanunu'nun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 07.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.