Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 187 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 8039 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na muhalefetHÜKÜM : 2006 takvim yılına ilişkin olarak: Beraat 2007, 2008, 2009, 2010, 2011 takvim yıllarına ilişkin olarak: Mahkumiyet 1-Sanık hakkında 2006 takvim yılına ilişkin sahte fatura düzenleme suçundan kurulan beraat hükmüne karşı katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 2- Sanık hakkında 2007, 2008, 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarına ilişkin sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine karşı sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanık hakkında komisyon karşılığında sahte fatura düzenlemek suçundan açılan kamu davasında, sanığın savunmasında suça konu şirketi, ... isimli kişinin kendisine dükkan açmak bahanesiyle kurdurduğunu, şirket adına hiçbir zaman işlem yapmadığını, sahte fatura düzenlemediğini, ortağı olarak görünen ...........’nın da bu hususu sonradan anladığını, ancak onun vefat ettiğini savunması, vergi suçu raporları içeriği ve ekinde bulunan belgelere göre, şirketi ilk kuran şirket ortaklarının ........, .......... ve .......... isimli kişiler olup, 30.11.2006 tarihinde şirket hisselerinin %70’inin ...........’ya, %30’unun ise sanığa devredildiği, şirket müdürünün ........... olduğu, ...........’nın şirket hisselerini 20.04.2007 tarihinde ..........’e sattığı ancak ticaret sicil kayıtlarına tescil edilmediği, bahse konu şirket tarafından, 2007-2011 takvim yılları arasında sahte fatura tanzim edildiğinin belirtilmesine karşın, 2007 ve 2008 takvim yılına ilişkin fatura bilgilerinin dosyada bulunduğu, buna karşılık 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarına ait faturalara ilişkin bilgilerin dosya içerisinde bulunmadığı 26.09.2011 tarihinde vefat eden ...........’nın Bağcılar Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek, suça konu şirkette iş verileceğinden bahisle kandırılıp üzerine şirket kurdukları iddiasıyla ........, .........., .......... ve ............ hakkında şikayetçi olduğunun dosya kapsamından anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından, sahte fatura düzenleme suçunda suç tarihinin düzenlenen son fatura tarihi olduğu cihetle, katılan kuruma müzekkere yazılarak sanığın 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarında düzenlediği iddia edilen fatura bilgilerinin istenmesi suretiyle suç tarihinin belirlenmesi, sanıkla birlikte savunmada adı geçen ..., devirden önceki şirket ortakları ........, .........., .......... ile .........., ............ ve ..........’in suça konu belgeleri düzenlemiş olma ihtimaline binaen tanıklıktan çekilme hakları da hatırlatılarak beyanlarının alınması, yazı ve imza örneklerinin alınarak düzenlenen faturalar üzerindeki yazı ve imzaların bu kişilere ait olup olmadığının belirlenmesi, bunlara ait çıkması halinde ilgililer hakkında vergi dairesine ihbarda bulunularak haklarında mütalaa verildiği ve dava açıldığı takdirde iş bu dava ile birleştirilmesi, ...........’nın şikayetine konu dosya celp edilip incelenerek özetinin duruşma tutanağına geçirilmesi, varsa bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, suça konu faturaları alıp kullanan şirket yetkilileri ve/veya kişiler tanık olarak dinlenilerek faturaları hangi hukuki/ticari ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı ve yukarıda adı geçen şahısları tanıyıp tanımadıklarının sorulmasından sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırı, 3-5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 16.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.