Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9948 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 4834 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Ankara 7. İş MahkemesiTARİHİ: 26/12/2006NUMARASI: 468-641Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik sonucu uğranılan maddi zararın giderilmesi istemine ilişkindir.Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan işçi, olay günü işyerinde düşerek gözünden yaralanmış ve %44 oranında sürekli iş göremezliğe uğramıştır. İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu’nun 77. maddesinin açık buyruğudur.12.12.2005 günlü bilirkişi raporunda, davalı işverenin %70, davacı işçinin ise %30 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Oysa, hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda, bilirkişilerin, İş Kanunu’nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları gözönünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususları ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptamadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kusur raporunun, İş Kanunu’nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.Öte yandan, sigortalıda oluşan sürekli iş göremezlik oranı, sigortalıya bağlanan peşin sermaye değeri ile tazminatın miktarını doğrudan etkilediği ise söz götürmez. Dosya içeriğinde, sürekli iş göremezlik oranına ilişkin rapor bulunmayıp, sadece davacıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerini belirten belge mevcut olduğundan, davacıda mevcut sürekli iş göremezlik oranının kontrol kaydının bulunup bulunmadığı, dolayısıyla sürekli iş göremezlik oranının kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamaktadır. Bu durumda, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan sürekli iş göremezlik oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin saptanması gerektiği açık-seçiktir.Mahkemece yapılacak iş, işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişiler ile olay mahallinde keşif yapılarak, olayın oluş şeklini ve yerini ayrıntılı olarak saptamak, konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmek ve ayrıca sigortalıda oluşan sürekli iş göremezlik oranının kesinleşip kesinleşmediğinin yöntemince araştırılmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 21.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.