MAHKEMESİ: Samsun 2. İş MahkemesiTARİHİ: 03/10/2006NUMARASI: 2005/11-2006/894Davacı, murisinin iş kazası sonucu doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava davacıların yakınlarının iş kazası sonucu ölümü nedeniyle uğradıkları maddi zararın giderilmesi istemine ilişkindir1-Davacıların murisi H.O.09.06.1999 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu hayatına kaybettiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, kusurun aidiyeti ve oranının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Davacıların murisi H.O., davalı şirkete ait yol inşaatı işinde çalıştığı sırada 09.06.1999 tarihinde diğer davalı M.A.’in kullandığı kepçenin havada duran kovasının çarpması hayatını kaybetmiştir.Mahkemece, Bartın Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2004/153 Esas sayılı dosyasında bulunan üç kişilik uzman bilirkişi heyetinden alınan raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ve söz konusu raporda, davalı G. İnş Ltd Şti’nin 6/8 oranında kusurlu bulunduğu bu kusur dağılımının ise 3/8’er oranında şantiye şefleri A. ve S.G.’e ait olduğu, Davacıların murisi olan S. G.’ün ise 2/8 oranında olduğu belirtilmiştir. Oysa, Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi gereğince hukuk hakimi, ceza mahkemesinde sabit olan maddi olgularla bağlı ise de, kusur oranı ile bağlı değildir. Ayrıca davalı şirket ceza davasında taraf da değildir. Olay, iş kazası olup, iş hukuku ve sosyal güvenlik ilkeleri çerçevesinde değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Bu bakımdan, insan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu’nun 77. maddesinin açık buyruğudur. İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu’nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. Hal böyle olunca, ceza davasındaki kusur raporunun hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez. 2-Öte yandan tazminat miktarı, işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu açıktır. Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tesbit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancın ise, yıllık olarak % 10 artırılıp, % 10 iskontoya tabi tutulacağı, 60 yaşına kadar (aktif) dönemde 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.Mahkemenin açıklanan zarar ve tazminatın hesaplanması yönteminde, işçinin yaşı ve oluşan meslekte kazanma gücü kayıp oranına göre ileride çalışıp yaşlılık aylığına hak kazanması üstün olasılık içinde bulunduğu bu nedenle zarar hesabına pasif dönemde elde edeceği kazançların dahil edilmediği gerekçesine dayalı hesap bilirkişi raporunu esas alarak yazılı şekilde karar vermesi usul ve yasaya aykırıdır. Gerçekten, davacı beden gücü kaybı nedeniyle pasif dönemde de daha fazla efor sarf ederek yaşamını devam ettirecektir. Bu nedenle, pasif döneminde hesaplamada gözetilmesi gerekir.Yapılacak iş, işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilere konuyu İş Kanunu’nun 77. maddesi ve işyerinin niteliğine göre işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün ilgili maddeleri çerçevesinde inceletmek, verilen raporu, dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirmek ve yeniden yukarıda belirtilen usule göre aktif ve pasif dönemi kapsayacak şekilde hesap raporu alınarak sonuca gitmek ve alınan rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle değerlendirilerek bir karar vermektir.3-Kabule göre de, davacıların maddi tazminat talebinin SSK ca karşılanan gelirlerle karşılandığı için red edilmiş olmasına rağmen davalılar yararına karar tarihindeki yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken vekalet ücretine karar verilmemesi isabetsizdir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 28.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.