Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9712 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 15274 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Kars 1. Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTARİHİ: 06/07/2006NUMARASI: 130-342Davacı, davalı işveren nezdinde 06.08.2002-01.10.2002 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava nitelikçe davacının davalı işyerinde 06.08.2002-01.10.2002 tarihleri arasında gösterilen hizmetinin ve sigortalı çalışmalarının iptaline yöneliktir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Somut olayda, davacının 06.08.2002 tarihinde 1002448 nolu Arpaçay İköğretim Okulu onarım inşaatı unvanlı işyerinde işe girdiğine dair bildirgenin 05.08.2002 tarihinde kuruma verildiği, davacının SSK hizmet cetvelinde 06.08.2002-01.10.2002 tarihleri arasında davalı işyerinde çalışmasının bulunduğu, 2002/2.döneme ait dört aylık sigorta primleri bordrosunda davacının adının yer aldığı ve işe giriş tarihinin 06.08.2002 olarak göründüğü, ATK’nun 28.04.2006 tarihli raporuna göre 05.08.2002 tarihli karbon nüsha olan işe giriş bildirgesindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığının tesbit edildiği,belgenin aslının kuruma verilmemiş olduğu anlaşılmaktadır.İşe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olmaması tek başına davacının çalışmalarının gerçek olmadığını göstermez.Mahkemece yapılacak iş; davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği göz önüne alınarak davacının çalışmaları yönünden dönem bordrolarında kayıtlı bordro tanıklarını dinlemek,hatalı bir bildirim varsa nedenlerini araştırmak,mantıklı ve geçerli bir neden olup olmadığını tesbit etmek, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.