Mahkemesi : Ankara 10. İş MahkemesiTarih : 1.6.2006No : 1289-235 Davacılar murisinden ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme bozma üzerine ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı SSK vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava, davacıların oğulları olan sigortalının iş kazası sonucu ölümü nedeni ile 506 sayılı yasanın 24 maddesi uyarınca davacılara ölüm aylığı bağlanması ve birikmiş aylıkların faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece bozma kararına uyularak ilamda belirtildiği gibi davacılar yararına ayrı ayrı 1.588,44 YTL ana para ile 1.507,65 YTL faiz alacağının davalı Kurumdan tahsilline karar verilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 275. maddesinde "Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez." hükmü yer almaktadır. Davacıların birikmiş aylıkları ile ilgili olarak faiz alacaklarının tesbiti tamamen özel ve teknik bilgiyi gerektirmektedir. Kısacası faiz miktarının tesbiti konusundaki uyuşmazlık hakimin salt hukuki bilgisi ile çözebileceği nitelikte değildir. Mahkemece davacıların faiz talebi hakkında bilirkişi incelemesi yapılmadan birikmiş faiz alacağı miktarı tesbit edilmeden davacıların talep ettikleri miktar aynen kabul edilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.Yapılacak iş; konusunda uzman bilirkişi marifeti ile davacıların ödenmeyen aylıkları ile ilgili olarak birikmiş faiz alacak miktarının tesbit edilerek dava konusu yapılan miktarı geçmemek üzere karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın Yargıtay denetimine müsait olmayacak şekilde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.