Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9523 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 24342 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, iş kazsı sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacı ve davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, mahkemece itibar edilen kusur bilirkişi raporunu düzenleyen inşaat mühendisi bilirkişinin iş güvenliği uzmanı olmadığı, dosya kapsamında davacı sigortalının imzasını taşıyan ücret tediye bordrolarının bulunmadığı, mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda tanık beyanına göre davacı ücretinin kaza tarihi itibariyle günlük net 60,00 TL olarak tespit edildiği, ibranamede bahsedilen ve davacıya çekle ödenen 6.000,00 TL'nin ne kadarının maddi ne kadarının manevi tazminata ilişkin olduğu belli olmadığından mahkemece her ne kadar 3.000,00 TL'sinin maddi, 3.000,00 TL'sinin ise manevi tazminata ilişkin olduğu sonucuna varılmışsa da maddi tazminata ilişkin olduğu kabul edilen 3.000,00 TL'nin hesaplanan maddi zarar tutarından indirilmesi esnasında denkleştirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.İş kazalarında olay, İş Hukuku ve sosyal güvenlik ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır. İşverenin iş kazası sonucu meydana gelen zarar nedeniyle hukuki sorumluluğu yasa ve içtihatlarla belirlenmiş olan ayrık haller dışında ilke olarak iş aktinden doğan işçiyi gözetme (koruma) borcuna aykırılıktan kaynaklanan kusura dayalı sorumluluktur. İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işverenin işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu'nun 77. maddesinin açık buyruğudur.İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu'nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işverenin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü'nün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. (Hukuk Genel Kurulunun 16/06/2004 gün ve 2004/21-365 E.-369 K.sayılı kararı da aynı yöndedir )Öte yandan, Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının maddi zararının hesabında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı işyeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret gözönünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir. Yine, ibranamenin kural olarak işçiye yapılmış olan ödeme ile sınırlı olmak üzere bağlayıcılığı asıldır. Gerçek anlamda İbranameden söz edebilmek için tazmin edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık oransızlığın bulunmaması koşuldur. Başka bir anlatımla, açık oransızlığın bulunduğu durumlarda anılan belge ibraname değil ancak makbuz niteliğindedir. Bu yönün ise, ibranamenin verildiği tarih göz önünde tutularak işçinin gerçek zararının uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanması suretiyle belirleneceği hukuksal gerçeği ortadadır. Oysa yukarıda açıklandığı biçimde inceleme ve araştırma yapılmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.Yapılacak iş; İş Kanununun 77. maddesi ile yönetmelik hükümleri göz önünde tutularak yöntemince iş güvenliği uzmanlarından oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden oluşan bilirkişi kurulundan kusur raporu almak, Sonrasında sigortalının yaptığı iş, yaşı, kıdemi belirtilmek suretiyle ilgili meslek odasından emsal işçinin alabileceği günlük net ücreti sormak, Ücret tespit edildiğinde ibranameyi veren işçinin ibranamenin verildiği tarihteki veriler esas alınarak gerçek zararını saptamak, böylece tazmin edilecek miktar ile buna karşılık ibraname ile alınan 3.000,00 TL'lik meblağ arasında açık oransızlığın bulunup bulunmadığı denetlenmek, açık oransızlığın bulunmadığının tespiti halinde, geçerli bir ibranamenin söz konusu olduğunun kabulü ile maddi tazminat talebinin tümden reddine karar vermek, Açık oransızlığın bulunması durumunda ise ibranameyi "kısmi ifayı içeren makbuz" niteliğinde kabul etmek ve yapılan 3.000,00 TL'lik ödemenin ödeme tarihindeki gerçek maddi zararı hangi oranda karşıladığını saptamak ve yine araştırma sonucunda tespit edilen ücret doğrultusunda hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan veriler nazara alınarak yukarda açıklanan esaslara göre bilirkişiye zarar hesabı yaptırılıp, zarar tespit edildikten sonra bu zarardan davalı tarafın ödeme yapılan tarihe göre zararı karşıladığı oranda indirim yapmak, daha sonra kalan miktara hükmetmekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine,aşağıda yazılı temyiz harcının davacı'ya yükletilmesine, 30/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.