Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9496 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 25207 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, sigorta başlangıç tarihin 31/05/1979 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 31.05.1979 olarak tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının davasının kabulü ile davacı.... sigorta sicil numaralı ...... adresinde bulunan 0143413.35 sicil numaral... Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğüne ait eğitim işi işyerinde 1 gün çalıştığı, taleple bağlı kalarak sigorta başlangıç tarihinin 31.05.1979 olarak tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının... Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğüne ait işyerinde işe başladığına dair işe giriş belgesinin işverence düzenlenip Kuruma verilmediği, ... hizmet cetveline göre dava konusu edilen tarihte herhangi bir bildiriminin bulunmadığı, davacının ücretlerinden ... 'ya prim kesilmesinin söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.Sosyal Güvenlik Hukukuna ilişkin bu tür davalarda talep değerlendirilirken gerçeğin bulunması as??ldır. Davacı sigortalılık başlangıç tarihinin 31.05.1979 olarak tespitini istemiştir. Bu yönü ile davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı yasanın 79/8. maddesidir. Anılan maddede yönetmelikle tespit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalıların çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür. Somut olayda davacının işe giriş bildirgesinin düzenlenmemesi ve Kuruma herhangi bir şekilde hizmet bildirimi, ücretlerinden ... 'ya prim kesilmesi de söz konusu olmaması, yönetmelikte belirtilen belgelerin bulunmamasına göre sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti isteminin dava tarihine göre hak düşürücü süreye uğradığı açıktır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin istemin hak düşürücü süre yönünden reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.