Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9488 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 11555 - Esas Yıl 2009





Davacı, 19.10.2000-15.08.2005 tarihleri arasında çakışan SSK sigortalılığı haricinde 1479 sayılı Yasa'ya tabi Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davacının temyizine gelince; Davacı 19.10.2000-15.08.2005 tarihleri arasında 506 sayılı Yasaya tabi zorunlu sigortalılık süresi dışında 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini istemiş, birleştirilen davada ise 506 sayılı Yasaya tabi sigortalı olduğu dönemde de 1479 sayılı Yasa'ya tabi sigortalı sayılması gerektiğinden 506 sayılı Yasa'ya tabi sigortalılığının iptali ile 25.09.1997-15.08.2005 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa'ya tabi sigortalı olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 20.10.2000-28.02.2001 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa'ya tabi SSK sigortalılığının iptaline ilişkin istemin reddi ile davacının 01.03.2001-15.08.2005 tarihleri arasında isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiş ise de varılan sonuç doğru değildir. Davacı Yunak Şoförler Odası kaydından dolayı 25.09.1997 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa'ya göre Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edilmiştir. Davacının vergi kaydının bulunmadığı 25.09.1997-14.08.2005 tarihleri arasında Yunak Şoförler Odası kaydı İle 30.09.1997-14.08.2005 tarihleri arasında devam eden Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odası kaydı bulunduğu anlaşılmaktadır. 28.06.1999-29.12.1999 ve 03.02.2000-31.10.2005 tarihleri arasında aralıksız devam eden prim ödemeleri bulunmaktadır. Ay rica davacının 20.10.2000-28.02.2001 tarihleri arasında 131 günlük Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi zorunlu sigortalılığı bulunmaktadır. Uyuşmazlık konusu dönemde davacının vergi kaydı bulunmamasına rağmen tescile esas olan oda kaydının kesintisiz olarak 14.08.2005 tarihine kadar devam ettiği anlaşılmaktadır. Sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılığa yer verilmemiş olup "çakışan sigortalılık" olarak adlandırılan, bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olması hali, zorunlu sigortalılıkların çakışması halinde yasalarda yer alan düzenlemelerde önceden başlayan sigortalılığa geçerlilik tanınarak, isteğe bağlı sigortalılıkta ise 506 sayılı Yasa'nın 85. maddesi uyarınca malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına isteğe bağlı olarak devam edebilmek için herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna zorunlu ya da isteğe bağlı sigortalı olmamak koşulu arandığından isteğe bağlı sigortalılık ile zorunlu sigortalılığın çakıştığı bu gibi uyuşmazlıklarda, anılan maddede yer alan "sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak çalışmaya başlayanların, çalışmaya başladıkları günden itibaren" isteğe bağlı sigortalılığın sona ereceği hükmü dikkate alınarak zorunlu sigortalılığa değer verilmek suretiyle "çakışan sigortalılığın" çözüme kavuşturulması gerektiği Dairemizin ve somut olayda davacının ihtilaflı dönemde 20.10.2000-28.02.2001 tarihleri arasında 131 günlük SSK'ya tabi zorunlu sigortalılığı bulunmakla beraber, 25.09.1997 tarihinde başlayan zorunlu 1479 sayılı Yasa'ya tabi sigortalılığının, 25.09.1997-14.08.1995 ve 30.09.1997-14.08.2005 tarihleri arasındaki oda kaydı ve yapılan prim ödemeleri nedeniyle tescil tarihinden itibaren devam etmesi nedeniyle önceden başlayıp devam eden sigortalılık 1479 sayılı Yasa'ya tabi sigortalılık olduğundan 25.09.1997-15.08.2005 tarihleri arasında esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulü ile mahkemece bu dönemdeki 506 sayılı Yasa'ya tabi sigortalılığının iptaline karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 07.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.